Page 36 - kayseri_mutfagi
P. 36

Geçmi ş t en Ge l eceğ e
                                                    KA Y SERİ MUTF A ĞI








                         Selçuklu Mutfak Kültürü Kayseri Mutfağında Yaşamaya Devam Etmektedir.
                         Türk mutfağı çağlar boyunca üç kıta üzerinde etkin olmuş, göçler, değişen iklim koşullarına
                         uyum ve etkileşime girdiği mutfaklar ile zenginleşmiş dünyanın sayılı mutfaklarından
                         biridir. Türk mutfak kültürü Mezopotamya’nın tahılı, Anadolu’nun zengin tarım ürünleri,
                         Güney Asya ve Afrika’nın baharları, Orta Asya’nın zengin et ve süt ürünleri, Akdeniz’in,
                         Karadeniz’in ve çeşitli göl ve nehirlerin su ürünlerine ve verimli Akdeniz ovalarının sebze
                         ve meyve çeşitlerine hakim olmuş, kurulan tedarik yolları ile malzemeler ve yiyecekler
                         yaygın bilinir ve yapılır hale gelmiştir.
                         Kayseri ve çevresi kıymetli bir ticaret merkezi olarak Asur, Hitit, Pers, Roma, Bizans,
                         Emeviler ve Abbasi’lerden sonra 11. yüzyılda Türklerin egemenliğine girmiştir.

                         Günümüz Kayseri yemeklerinin Selçuklu mutfağının yaşayan bir temsilcisi olmasının
                         nedeni Kayseri’de Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti ile süregelen ve yaklaşık
                         1000 yıldır kesintisiz devam eden Türk mutfak kültürü hakimiyetidir.

                         Yusuf Has Hacib ve Kaşgarlı Mahmud metinlerinde 11. yüzyıl Türk mutfağı konusunda
                         ayrıntılı bilgilere yer vermektedir. Bu bilgiler, sofra yerleşim düzeninden, yemek yerken
                         nelere dikkat edilmesine ve yemek çeşitlerine kadar Selçuklu mutfağının birçok yönünü
                         ortaya koymaktadır.
                         Kayseri bir dönem Türkiye Selçuklu Devletinin üç önemli şehrinden birisi olmuştur.
                         Selçuklular zamanında saraylarda aşçıbaşıların yönettiği büyük mutfaklar olduğu gibi
                         Türk halkı da evlerinde bir odayı yemek pişirilen yer anlamında aşlık olarak kullanıyordu.
                         Selçuklu zamanlarındaki aşlıkta yani mutfakta kullanılan birçok eşyalar günümüz Türk
                         mutfağında halen o tarihlerdeki isimleriyle kullanılmaya devam etmektedir. Buna ilişkin
                         birkaç örnek olarak bardak, bıçak, etlik, kova, sac, şiş, küp, çanak çömçe, kaşuk, tekne,
                         tuzluk, sarnıç, tepsi vb. verilebilir. Türkler Selçuklular zamanında en çok koyun eti yerler
                         ve kebap yapmaya yarar kuzu ve oğlağa söğüş derlerdi. Söğüş kelimesi de halen günümüzde
                         benzer anlamlarda kullanılmaya devam etmektedir. Türkler, sütten elde ettikleri sade
                         yağa, bugün söylendiği gibi sağ yağ diyorlardı. Selçuklular buğdayın kırılması suretiyle
                         “yarmaş” elde ediyorlardı. Yarmaş günümüz Kayseri mutfağında “yarma” şeklinde ifade
                         edilmektedir. Türkler Selçuklu zamanında da çok çeşitli ekmekler yapıyorlardı. Yapılan
                         ekmeklerin başında yufka geliyordu. Günümüzde yufka halen Kayseri mutfağının en
                         önemli yiyeceklerinden birisidir.
                         Et taze olarak tüketildikten başka güneşte kurutularak saklanıyordu. Türkler kurutulmuş
                         ete Selçuklu zamanında “kak et” derlerdi. Eti kurutarak saklamak günümüzde de yapılan
                         bir işlemdir. Türkler eti pastırma yaparak da saklıyorlardı. Bazı baharat ile kurutularak
                         pastırma yapılan ete “yazok et” deniliyordu. Türkler karaciğer ile etin, baharat karıştırıl-
                         mak suretiyle bağırsağa doldurulmasından elde edilen bir çeşit sucuğa da aynı yüzyılda

          36
   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41