Page 35 - kayseriden_kopan_turku
P. 35
Asmalar da kol uzatmış engine
Şimdi rağbet güzel ile zengine
Asmalar da kol uzatmış incire
İkimizi bir sarsınlar zincire”
Muzaffer Sarısözen “Ağa” der. “Osman Ağa, izin ver notaya alayım.”
Alır da, yıllar yıllar boyu Ankara Radyosu’nda çalıp söylenir bu Kayseri türküsü. O zamanın beli kamalı,
gönlü yaralı Kayseri kabadayılarının dilinde dolaşır durur.
Orada bulunanlar isterler ki beğene kendilerini de Sarısözen. İsterler ki rüyada görülse bile inanılmayacak
radyoda çalıp söyleseler. O, akıl, sır ermeyen sihirli, cin işi kutudan sesleri duyulsa bütün Türkiye’ye.
Namlı adam olsalar şu yalan dünyada.
Bilinmedik, duyulmadık, kim bilir hangi Kayserili bir ananın, kimselere söyleyemediği kara sevdasının
mahcubiyetinden yüzünde kıpkızıl güller açan hangi Kayserili genç kızın, ya da delikanlının, ya da Kayseri
Ağası’nın yürek yangınından çıkmış, hangi feryadın sesinden duyulmuş Kayseri türkülerini geçerler bir bir.
Ahmet Gazi gibi gencecik bir Kayseri delikanlısı olan Yahya Yahyabeyoğlu da sarılır bağlamasına ve; “Kır-
langıçlar Yüksek Yapar Yuvayı” der:
“Kırlangıçlar yüksek yapar yuvayı
İner düz ovaya sürer sefayı
Var git oğlan var git sana yâr olmam 35
Anandan babandan intizar almam
Kırlangıçlar yüksek uçar havada
Yavruları bekliyor aman yuvada
Var git oğlan var git sana yâr olmam
Anandan babandan intizar almam”
Ahmet Gazi Ayhan’sız olur mu? Kayseri’de cümle âlem bilir Onu. Kayseri’nin taşı, toprağı, kurdu kuşu hatta
Ali Dağı, hatta Erciyes Dağı, Yılanlı, Hasan Dağı dinler Onu.
Çeker bağlamasını kucağına, tutar incitmeden kolunu ve dokunur tellerine:
“Yine yeşillendi de anam Germir Bağları
Bekârım ermez dağların kar’ı hey
Bergüzâr yollamış ağam aman ellerin yâri
Saçımı boynuma ağam anam dolar ağlarım hey
Verseler yârimi yârimi yanıma güler oynarım hey
Arabaya taş koydum
Ben bu yola baş koydum
Seni gelecek diye
Sol yanımı boş koydum
Gine güz geldi de ağam aman ağaçlar gazel hey