Page 129 - Kültepe Kaniş
P. 129

Hukuk
            hamrum’da toplanırdı. Şahitlerin de hazır bulunduğu mahkemede davacı ve davalı
            şehir ve kral üzerine yemin ederlerdi.  Verilen karar, zarfı kralın mührüyle mühürlü
                                             66
            bir mektupla Kaniş kārum’una gönderilirdi. Çünkü kararı şehir meclisinin de başkanı
            olması sıfatıyla Asur kralı bildirirdi. Buna örnek bir metinde şöyle denilmektedir:

               “ālum kararını hamrum’da verdi. Kura aldığı Puzur-Aššur-‘un gümüşünü Kaniš’te Puzur-
            Aššur’un oğullarına verecek. Kura onun tüccarıyla konuşarak, kralın mühürü bulunan bu
            tableti Tura-Bēlī ile sana gönderdi.” 67
               Bu mektuplarda kral waklum (müfettiş) unvanı kullanırdı. Waklum mektupları Asur
            şehir Meclisince atanan dava vekili veya avukat diyebileceğimiz rābişum memurları
            tarafından götürülürdü. Aşağıda kan parası ödenmesiyale ilgili şehir meclisinin aldığı
            kararı içeren bir waklum mektubu sunulmaktadır:

                                            Kt. b/k 180

                                                            ki 4
               1  [um-ma Wa-ak-lùm-ma]   [a-na Kà-r]i-im  [Kà-ni-]iš   [qí]-bí-ma   a-lu-um dí-nam  6
                                                   3
                                     2
                                                                      5
            i-na ha-am-ri-im  i-dí-in-ma   A-šur-GAL DUMU En-nam-A   ra-bi 4-ṣa-am a-na  Kà-ni-iš
                                                                              10
                          7
                                    8
                                                              9
                                         12
                                                   13
                      11
            i-ša-par-ma   da-me ša En-nam-A   me-er-i-šu   i-ší-qí-il 5
               “ 1-7  Waklum Kaniş kārum’una şöyle der: ‘şehir (meclisi) kararı (nı) hamrum’da verdi.  8-13
            Ennam-A’nın oğlu Aşşur-rabi dava vekilini Kaniş’e gönderecek ve Ennam-A’nın oğluna kan
            parası ödenecek.’” 68
               Üç şahit huzurunda düzenlenmiş diğer bir belgeden, Kaniş’e gelen dava vekilinin
            Ennam-A’nın kan parasını tahsil ettiğini öğreniyoruz. 69
               Bir Asurlu’nun üç vatandaşına hitaben yazdığı bir mektupta, “Senin kardeşinin kan
            parasını biz aldık. (Bizden başka) hiç kimse kan parası alamadı.”  denilmektedir.
                                                                70
               Kan parası ödenmesiyle ilgili tabletler, antlaşma metinlerindeki, Anadolu’da öldürülen
            bir Asurlunun yakınlarına kan parası ödeneceği kararının uygulandığının belgeleridir.
               Antlaşma metinlerinde Anadolu’da öldürülen bir Asurlu’nun kâtilinin Asurlular’a
            teslim edileceği ve onun bizzat Asurlular tarafından ölümle cezalandırılacağı kararı yer

            66  Bir çok mahkeme tutanağında ana awatim anniātim nīš alim u rubā’im itmũ “Bu mesele için şehir ve
               kral üzerine yemin ettiler.” ifadesi yer almaktadır.
            67  AKT 2, 21:   a-lu-um dí-nam   i-na ha-am-ri-im   i-dí-in-ma / ma-lá   KÚ.BABBAR ša Puzur4-İštar   Ku-ra
                                                                                 5
                                               3
                      1
                                                             4
                                  2
               il5-qé-ù   i-Kà-ni-iški   a-na me-er-e   Puzur4-İštar   ù-ta-ar   Ku-ra iš-tí   DAM.GÀR-ri-šu   e-ta-wu
                                                        10
                                                                                     13
                                        8
                              7
                     6
                                                  9
                                                                              12
                                                                 11
               me-he-er ṭup-pì-im   a-nim ku-nu-uk   ru-ba-im Tù-ra-Be-lí   ub-lá-ku-um
                                                          16
                             14
                                          15
            68  S. Çeçen 1990, s. 37-44.
            69  Kt. b/k 162 b: S. Çeçen 1990, s. 38.
            70  KTH 16: J. Lewy 1930, s. 27.
                                                                                    129
   124   125   126   127   128   129   130   131   132   133   134