Page 132 - Kültepe Kaniş
P. 132

Prof. Dr. Cahit Günbattı  | Kültepe - Kaniş
               Kayseri müzesinde bulunan Kuşşara wabartum’unun Kaniş kārum’una gönderdiği
            rapor niteliğindeki bir mektupta, wabartum yönetimi bağlı oldukları Kaniş kārum’una iki
            Asurlu’nun öldürüldüğünü ve cinayetin işlendiği yerin sarayının olayın aydınlatılması
            için gerekli girişimde bulunduğu bildirilmektedir:

               “Biz Luhuzattiya bölgesinde iki Asurlu’nun öldürüldüğünü işittik. Biz saraya çıktık
            ve şöyle söyledik. ‘Senin ülkende iki Asurlu öldürülmüş!’ O (belki kral) yerlileri yolladı.
            Çünkü onlar Luhuzattiya’nın öbür tarafındaki dağlarda öldürülmüştü. Öldürülmüş
            bu kişileri biz tanımıyoruz. Bu adamlar gece öldürülmüşler. İkinci günde..’ (Tabletin
            devamı hasarlıdır).” 76
               Hitit öncesinde Anadolu’daki sosyal sınıflar tam bilinmemektedir. Yukarıda da belirt-
            tiğimiz gibi elimizde bir yasa metni bulunmadığı için Hitit öncesinde Anadolu’daki sosyal
            sınıflar ve bunların birbirleriyle olan hukukî ilişkileri hakkında çok az şey biliyoruz.
               Sumer, Babil ve Asur yasalarından, Eski Mezopotamya halklarının köleler (wardum)
            yarı hür (muškēnum) ve hür insanlardan (awīlum) oluştuğu çok açıktır. Hitit yasalarının
            Sami (Babil, Asur) hukukunun esasını teşkil eden “göze göz, dişe diş” prensibinden uzak,
            çok daha insancıl anlayışla hazırlandığı açıktır. Bunu kölelerle hür insanlar arasındaki
            ilişkileri düzenleyen kararlarda da görüyoruz. Sami yasalarının aksine, ölüm cezası
            nadiren verilmektedir.
               Hür insanlar ve köleler olmak üzere iki temel sınıftan oluştuğu anlaşılan Eski Asur
            toplumunda rabiũtum “büyük adamlar” ve şahhurũtum “küçük adamlar” biçiminde
            iki grup insandan bahsedilmektedir. Kolonilerde ve Asur’da şehir Meclisini oluşturan
            insanların “küçük ve büyük” şeklinde anılmalarının sebebi yaşlarıyla ilgili olmayıp
            tamamen sosyo ekonomik durumlarıyla ilgili idi.
               Az sayıdaki belgede bir yerlinin ailesi tarafından diğer bir yerliye veya Asurluya köle
            olarak satıldığını görüyoruz. Bir Asurlu’nun diğer bir Asurlu’ya veya yerli bir kimseye
            satıldığına dair örnek yoktur. Aşağıdaki köle satış senedinde İnar adlı yerlinin ağabeyi
            ve annesi tarafından Tarmana isimli bir başka yerliye satışı konu edilmektedir. Satış
            bedelinin geri ödenmesi halinde İnar’ın serbest kalacağı vurgulanmaktadır. İki yerli
            şahitten birisinin unvanının “köpek (bakıcılarının) âmiri” (rabi kalbātim) olması ilginçtir.

                                             AKT 3, 41
               1  ½ ma-na 7 ½ GÍN KÚ.BABBAR  ší-im İ-na-ar   a-na Ha-šu-i a-hi-šu GAL   ù Ku-dí-da
                                          2
                                                      3
                                                                            4
            / um-mì-šu  Ta-ar-ma-na / iš-qù-ul-ma   iš-a-am-šu / šu-ma   i-na É-tí-šu / ša Ta-ar-ma-na  8
                                            6
                                                             7
                      5
            a-na İ-na-ar  lá ṭá-áb-šu-um   ½ ma-na 7 ½ GÍN KÚ.BABBAR   a-na Ta-ar-ma-na  İ-na-ar
                                                                               12
                                                              11
                      9
                                   10
            76  Kay. 1830: K. Hecker 1996, s. 140.
            132
   127   128   129   130   131   132   133   134   135   136   137