Page 131 - Kültepe Kaniş
P. 131
Hukuk
AKT 3, 84
6
4 ṭup-pá-am ša ší-bi 4-a ša A-šùr-DÚG DUMU Ki-i-ki ù En-na-Sù-en 6 DUMU İ-lá-nim
5
7
i-na KÁ.DİNGİR ih-ri-im-ma i-na li-bi 4 sí-li-a-nim a-šar ṭup-pu-ù ša ba-áb DİNGİR
10
11
9
8
ša-ak-nu-ni am-ra-ma ṭup-pá-am ša ku-nu-uk A-šur-DÚG ù En-na-Sù-en 6 šé-li-a-ma
13
12
14
15
19
17
18
16 i-na ma-áš-ki-im ki-i ša šu-ma dá-ni-na-ma ku-un-kà-šu-ma a-na Ha-áš-ta-i-li
20
d
21 ù-lá a-na UTU-SİPAD pì-iq-da-šu-ma lu-ub-lam……
23
22
“ 4-8 O, şahitlerim (olan) Kīki’nin oğlu Aşşur-tāb’ın ve İlānum’un oğlu Enna-Su’en’in
belgesini Tanrı Kapısında zarfladı. 9-12 Tanrı Kapısında bir tablet kabı içerisine konmuş olan
tableti görünüz. 12-23 Aşşur-tāb’ın ve Enna-Su’en’in mührüyle mühürlü tableti çıkarınız ve
deri içerisinde onu onunki gibi (hukuken) sağlamlaştırınız, mühürleyiniz ve Haşta-ilī’ye veya
şamaù-re’ũm’a teslim ediniz ki, (onu) bana getirsin…….”
Asurluları ilgilendiren hukukî meselelerde doğrudan doğruya kolonilerin yetkili
organları karar veriyorlardı. Bu konuda örnek olarak, iki Asurlu arasındaki kişisel bir
meseleyle ilgili olarak Zimişhuna wabartum’u huzurunda düzenlenmiş bir mahkeme
tutanağının tercümesini sunuyoruz:
“İddin-Aşşur, Aşşur-nīşu ‘nun oğlu Aşşur-idī’ye karşı bizi şahit olarak tuttu. İdin-Aşşur
Aşşur-idī’ye şöyle dedi: ‘Sen Puruşhattum ‘da babamın evinde oturdun. Orada babamın evine
hırsızlar girdi ve Āl-bēli ile yanındaki iki kişinin boyunlarını kestiler. Onlar gümüş, bakır, kalay
ve pahalı kumaşları götürdüler. Sen babamın evinde sağ kaldın ve kendine ait birçok eşyanı
zarar görmeden alıp götürdün. Fakat sen benim temsilcilerime sadece 3 1/2 talent (95 kg.) kalay,
75 (parça) kutānum-kumaşı ve 2500 (mina) (1250 kg.) bakırdan bahsetmişsin. Ama sen birçok
malı gizledin. Ben hesabı kapatmak (için) çalınan eşyaları araştıracağım. (Evde hiçbir şey
yoktu). Hesap ve kayıplar için mevcut olduğu kadarıyla senin bütün malına, gümüşümüzün
değerine göre el koyacağız. Gümüşü bana ver.’ Aşşur- idī şöyle cevap verdi: ‘Babanın tanrıları ve
babamın tanrıları bana yardım ettiler ve ben babanın evinde mevcut olan malları alıp götürdüm.
Senin temsilcilerin Puruşhattum’da beni tuttular ve onlara senin malın hakkında bilgi verdim.
Bunun üzerine şahitler huzurunda bir tutanak hazırlandı. ṣũmī-abiya senin mallarını bana
emanet bıraktığında Ināya ‘nın adından bahsetti. ṣũmī-abiya (daha sonra) bana geldi ve ona
malları teslim ettim.’ İddin-Aşşur şöyle cevap verdi: ‘ṣũmā-abiya bana (aldığını) doğrulasın!’
Bu konu için Zimişhuna wabartum’u bizi çağırdı ve tanrı Aşşur ‘un hançeri önünde şahitlik
yaptık (şahitlerin isimleri).” 75
Cinayet gibi ağır suçların söz konusu olduğu durumlarda katillerin yakalanması ve
cezalandırılması konusunda yerli yönetimler antlaşmalar yoluyla sorumluluk üstlen-
mişlerdi.
75 Kt. k/k 108: K. Hecker 1996, s. 140-141.
131