Page 136 - Kültepe Kaniş
P. 136

Prof. Dr. Cahit Günbattı  | Kültepe - Kaniş
            ∙  Anadolu’da birisi angarya için çağrıldığında, Asurlu (kimseler) bundan muaf
               tutulacaktır.
            ∙  Bir Asurlu yemin için çağrıldığında o (kendi inancı gereğince) tanrı Aşşur’un hançeri
               veya şugariā’um amblemi önünde yemin edecektir.
               Metnin sonunda “Kaniş’in büyük kralı [………]’nın antlaşma üzerine yemini” kaydı yer
            almaktadır. Ne yazık ki kırılmış olduğu için, bu antlaşmayı onaylayan Kaniş kralının
            adını öğrenemiyoruz.
               Hahhum ile Asur arasında yapılmış antlaşmayı içeren tablet boyutları ve 4 sütun
            üzerine yazılmış olması itibariyle Kültepe’de tek örnektir. Tabletin yarısı eksik ve mevcut
            kısım çok hasarlıdır. Çoğu yerde anlamlı cümleler kurmak mümkün olmamaktadır.
            Kelime kalıntılarından başlangıçta Asurlular’ın mallarının korunmasına yönelik karar-
            ların yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Korunmuş kısımlarda şunları okuyoruz:

            ∙  Kārum’un bir kölesine, cariyesine, sığırına, eşeğine, koyununa veya herhangi bir
               malına el konulması için emir verilmeyecektir.

            ∙  Asurlular hakkında bir cariye, köle veya Hahhumlu birisinin şahitliğine dayanarak
               karar verilmeyecektir. Bir Asurlu, cariye, köle veya Hahhum kārum’undan birisi
               hakkında Hahhum yasaları gereğince karar verilecektir.
            ∙  Hain bir gemiciye bir Asurlu’nun gemisini batırması ve yükünü yağmalaması için
               emir verilmeyecektir. Eğer nehirde  bir gemi batırılırsa, geminin taşıdığı mal ve
                                              82
               gemiye ait her şey tam olarak ödenecektir.
               Hasarlı büyükçe bir kısımda, Asur şehrinden gelen bir kervandan isimleri sayılan
            çeşitli memurların alabilecekleri kumaş sayısı ve bunlara ödeyecekleri gümüş miktarı
            ile kumaşlar için ödenecek gümrük vergisi hakkındaki kararların yer aldığı anlaşılmak-
            tadır. Korunmuş kısımda şunları okuyoruz:
            ∙  Hahhum ile Hahhum’un komşuları olan Timelkiya veya Badna krallıkları arasında
               savaş çıkması durumunda, Asurlu tüccarlar bundan etkilenmeyecekler ve istedikleri
               yere serbestçe gidebileceklerdir.

            ∙  Hahhum’da, şehir dışında veya ülkenin herhangi bir yerinde bir Asurlu soyulur
               ve öldürülürse, kan parası ödenecek; kâtiller öldürülmeleri için Asurlular’a teslim
               edilecek; kayıp mal tam olarak ödenecektir.
               Metnin sonunda şöyle denilmektedir:


            82  Burada bahsedilen nehir Fırat’tır. Buna dayanarak Hahhum’un Fırat üzerindeki Samsat olduğu görüşü
               daha da ağırlık kazanmıştır.

            136
   131   132   133   134   135   136   137   138   139   140   141