Page 137 - Kültepe Kaniş
P. 137

Hukuk | Kaçakçılık
               “Bugünden itibaren yaşadığınız sürece, eğer kendi aranızdan birisiyle Hahhum karumu’ndan
            birisi veya Anadolu’ya gelen veya Asur’a giden bir Asurlu arasında hukukî bir mesele çıkarsa,
            kararı tanrılar huzurunda doğru olarak vereceğinizi aklınızda tutacaksınız.” Burada, yapılan
            antlaşmanın Hahhum’da ve ülkede ilan edilmesinin şartı da yer almaktadır.

               Antlaşmalarda bazı kararların her iki taraf için de hukuka uygun olarak verileceği
            belirtilmiş olmakla beraber, Asurlular’ın can ve mal güvenliklerinin sağlanmasına
            yönelik hükümlerin çok daha ağırlıklı olarak yer aldığı görülmektedir. Anadolu’da cina-
            yete kurban giden Asurlular’ın yakınlarına belirlenmiş miktarda kan parası ödenmesi;
            kâtilin Asurlular’a teslim edilerek bizzat onlar tarafından öldürülerek cezalandırılması
            gibi Asurlular’a verilen önemli tavizler, yerli yönetimlerin yapılan ticaretten sağladıkları
            kazanç ve dışarıdan gelen mallara duydukları ihtiyaçla açıklanabilir.

               Antlaşma metinlerindeki kimsenin herhangi bir malının zorla veya değerinden
            ucuza alınamayacağı; seyahat özgürlüğünün kısıtlanmayacağı; yerli veya yabancı farkı
            gözetilmeksizin mahkemede herkesin eşit sayılacağı; suçun şahsiliği bağlamında,
            borçlu bir Asurlu tüccarın borcunu ödemeden başka bir ülkeye gitmesi veya kaçması
            durumunda, onun yerine başka bir tüccarın veya kardeşinin sorumlu tutulamayacağı
            gibi bir çok karar, zamanımızdan 4 bin yıl önce Anadolu’da kişi hak ve özgürlüklerinin
            korunmasında, çağdaş hukukun temel ilkelerini hatırlatan yüksek bir anlayışın bulun-
            duğunu göstermektedir.
               Yazılı bir metin bulunmasa da, daha tarihî devirlerin başında Anadolu’da gelişmiş
            bir hukuk ve kanun sisteminin yürürlükte olduğunu; hak ve adalet anlayışı çerçeve-
            sinde hâkim veya hâkimlik görevini üstlenmiş kişi ve adlî kurumların da idarî sistem
            içerisinde yerlerini almış olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.




                                            Kaçakçılık
               Antlaşma kararlarına rağmen bazı Asurlular’ın sık sık yasa dışı yollara başvurduk-
            larını okuyoruz. Bunların başında, Anadolu krallıklarınca çeşitli adlar altında alınan
            vergileri ödememek için kaçakçılığa teşebbüs etmeleri gelmektedir.  Bunu çoğunlukla
                                                                      83
            getirdikleri kumaşları vergisini ödemeden, gizlice şehir kapılarından sokarak gerçekleş-
            tiriyorlardı. Bu yüzden şehir kapıları kontrol altında tutuluyordu. Kaniş-Asur arasında
            yapılmış antlaşmada, parakannum cinsi kumaşın onda birinin vergi olarak alınacağı
            belirtildikten sonra, kumaşın vergisi ödenmeden şehir kapısından sokulamayacağı
            hakkında karar bulunmaktadır.



            83  Kaçakçılıkla ilgili Kültepe metinleri için bkz. K.R. Veenhof 1972, s. 305-321; S. Bayram 1998, s. 285-289.

                                                                                    137
   132   133   134   135   136   137   138   139   140   141   142