Page 148 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 148

seven insanlardır. Senin bunlardan haberin yok. Yunus
                                  Çavuş    engellemese    idi,  Ermenileri  soyacaktın.
                                  İnsanlara kötülük etmeyi marifet sayıyorsun. Oysa
                                  onların da, her insan gibi evi, yurdu olsun isterler.
                                  Mutlu olmak ve sevgi ile yaşamak isterler. Ne yazık ki
                                  Ermeniler, büyük ve kötü niyetli devletlerin kandırılmış
                                  insanları oldu. Vatan savunmasını yapamadılar.
                                  Düşman devletlere yardımcı oldular.  O sanatkar
                                  insanlar bu yüzden yurdunu yuvasını terk etti. Bu ceza
                                  yetmezmiş gibi, sen onların mallarına paralarına göz
                                  diktin. Cezalanmış insanları bir de sen cezalandırmaya
                                  kalktın! “
                                       Hoca  acıyan gözlerle Hacı’yı bir  kere daha süzdü.
                                  Sonra suçlayıcı öğütlerine devam etti.
                                       “ Bu niyette su olmadan kimse yaşayamaz. İnsanlar
                                  pekmez vaktini susuzluk pahasına bekler. Bil ki su da,
                                  pekmez yapmak ta onlar için ölüm  kalım meselesidir.
                                  Oysa sen kuyu başını  tuttun, kimseye su vermedin.
                                  Kimsesizlerin susuzluktan yok olacağını bilerek suyun
                                  başını tuttun. Böylece dehşet salıyordun. Kötülük
                                  ruhuna     işlemiş.   Sana      kötülük    yapmaktan
                                  vazgeçmelisin diyorum! Yoksa belanı bulacaksın
                                  diyorum! “
                                      Hacı, Kara  İsmail’in sözlerinin  altında eziliyor, hele
                                  silahsız olunca daha çok zavallı ve perişan oluyordu.
                                  Yine de konuştu.
                                      “  Hoca  Efendi  elimde  değil. Kimim, kimsem yok.
                                  Sığınacak sıcak bir evim yok. Gecelerden korkuyorum.
                                  Rüzgardan korkuyorum. Ottan, ağaçtan her  şeyden
                                  korkuyorum. Bir de  bana görünen yılanlar var.
                                  Boğazıma akmasından korkuyorum. Yalnız başıma ne
                                  yapacağımı bilemiyorum. Senin yardımına bunun için
                                  ihtiyacım  var. Beni kapından çevirme, kapına geldim,
                                  yardım istiyorum! “ diyebildi.


                                                           140
   143   144   145   146   147   148   149   150   151   152   153