Page 149 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 149

Kara  İsmail, Hacı’ya inanmaz gözlerle bakıyordu.
                                  Kapısına gelen bu kanlı katili adam etmenin imkanı
                                  olmadığını iyi biliyordu. Onun içinden geçenleri anlıyor
                                  ve mutlaka kaldığı yerden başlar diyordu. Bu sefil
                                  adamın ruhunun kirli tarafları apaçık görünüyordu.
                                  Hacı’yı kovmak mümkündü ama o zaman onun kadar
                                  yanlış yapmış olurdu. Üstelik bu adam daha vahşi,
                                  daha korkunç bir hale gelebilirdi. Daha zararlı
                                  olmaması için yardım etmek gerekti. Zaten kapısına,
                                  hasta, yardım isteyen, kim gelirse gelsin,  boş
                                  çevirmiyordu. Bu da başka bir hasta idi. Onu
                                  şerbetlemek onun yüreğindeki korkunç boşluğu
                                  doldurmak gerekti. Böylece doğruluğa ve iyiliğe bir
                                  pencere açabilirdi. Kötülüğe kötülükle cevap vermek iyi
                                  değildi. Kanlı katil de olsa, hoca kapısına gelenin
                                  elinden tutmalıydı. Ancak hocanın aklına şart koşmak
                                  geldi.
                                      “Bak Hacı Efendi. Gün gelir bu sözlerini unutursun.
                                  Sana yapacağım  şerbetlenme düzgün adam olursan
                                  tutar. Bir de,  şerbetlediğim karşı hayvanlara  kötülük
                                  yapmayacaksın. Yılana karşı  şerbetlenmek istiyorsan,
                                  yılan     öldürmeyeceksin,       adam        yaralayıp
                                  vurmayacaksın. Yılan öldürür  bildiğini okur, can
                                  yakarsan, bil ki sonun gelir. Hem de acılar içinde
                                  kıvranarak ölürsün. En çok korktuğun şey başına gelir.
                                  Bunları bil ki seni her türlü zehre karşı şerbetleyeyim.
                                  Ama dediklerimi yapmazsan, bana borçlu  kalırsın ve
                                  ben de alacağımı alırım. Sonunda, acılar içinde
                                  çırpınarak can verirsin. Nasıl dediğimi kabul edecek
                                  misin? ”
                                       Hacı, söylenenlerin yarısını anlıyor, diğer yarısını
                                  anlayamıyordu. Hoca bundan böyle adam öldürürsen
                                  halin fena olur diyordu. Hacı ancak bunu anlayabildi.



                                                           141
   144   145   146   147   148   149   150   151   152   153   154