Page 152 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 152
tutmazsan, korktuğun yılanlar elinden ölürsün. Ona
göre beni ve kendini aldatmaya uğraşma “ dedi.
Hacı, söylenenleri aynen uyacakmış gibi duruyor,
bunca sıkıntıdan sonra hocanın öfkesini çekmemek
için ne gerekirse yapıyordu. Fakat hoca iyi biliyordu.
Tüfeğine ve özgürlüğüne kavuşan Hacı mutlaka kaldığı
yerden devam edecekti. Bunları bile bile okumayı
sürdürdü. Okuduğu her ayetin sonunda Hacı’ya
yanaklarını şişirerek üflüyor tükürür gibi yaptığı
üflemelerde hocanın sıcak nefesi Hacı’nın yüzüne bir
şamar gibi iniyordu. Şamar, Hacı’nın yüzünü yakıyor,
onu ürpertiler içinde bırakıyordu. Okumaların sonunda
hocanın elinde bir tas su belirdi. Suyun yüzünde dualı
kağıt parçaları yüzüyordu. Suyu Hacı’ya içirdi. Hacı
suyu içtikten sonra sanki rahatlamış gibi bir duyguya
kapıldı. Hemen sordu.
“ Hocam, söylediklerinden dışarı çıkmayacağım.
Beni artık yılan çayan sokmaz değil mi? “ diyor ve hiç
yapmadığı bir şeyi yapmak istiyordu. Hocanın elini
öpmeye uzandı. Fakat hoca çılgın bir güçle Hacı’nın
elini itti. Ateş fışkıran gözlerini bir an Hacı’nın üzerinde
gezdirdi ve konuşmadan tolun loş aydınlığına yürüdü
gitti.
Topuklarına kadar inen siyah cübbesi ile tolda artık
görünmüyordu. Hacı işin bittiğini anladı ve bir müddet
daha sekide öyle kaldı. Sonra tüfeği aklına geldi. Daha
önce simsiyah bir yılanın tüfeğin yanında yattığını
görmüştü, ama şimdi yılandan eser yoktu. Tüfeğini
kaptığı gibi mekanizma yaptı, haznedeki mermiyi
kontrol etti. O korkak ve sünepe hali yok olmuş, tüfek
mekanizmasının çıkarttığı ses sanki ona hayat
vermişti. O konuşmaktan korkan, sünepe adam gitti,
onun yerine kanlı katil Hacı yeniden geldi. Hazır ortada
hoca da yoktu. Evi ve etrafı yeniden görür gibi inceledi.
144