Page 150 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 150
Fakat yılan öldürme sözünü ne için söylediğini bir türlü
kavrayamadı. Yine de cevap verdi.
“ Benim hiç suçum olmadı ki? Beni öldürmek
isteyenlere karşı kendimi korudum. Yaptıklarım hep
kendimi korumak içindi. Ama bundan böyle sen ne
diyorsan onu yapacağım. Hoca Efendi sana söz
veriyorum. Yeter ki yılanlardan beni kurtar. “
Hocanın sesi yeniden gürledi.
“ Sen ebediyen yaşayacağım sanıyorsun. Hiç ölmem
diyorsun. Bu yüzden de hayatının tehlikede olduğuna
inanmıyorsun. Ben de sana inanmıyorum. Yine yalan
söylüyorsun. Bunu iyi biliyorum. Bire insafsız, kimilerini
öldürmeyi, kimilerini soymayı düşünüyorsun. Bir daha
böyle bir şey yaparsan büyü bozulur. Kendini hep haklı
çıkartmaktan vazgeç.”
Öfkeli bu çıkışa Hacı bir az daha sindi. Artık
bulunduğu yerde kuru bir yelkovan gibi salınıyordu.
Hoca yalanlarını, soygunlarını, düşündüklerini biliyor,
belki de kendini cezalandırmayı kuruyordu. Hacı’nın
benliğini derin bir korku yeniden kapladı. İki de bir
tüfeğine göz atıyor, ama tüfeğin yanı başında kıvrılmış
duran siyah bir yılan görüyordu. Bu yüzden titriyor, dili
tutuluyor, korku ve endişeler içinde meram anlatmaya
çalışıyordu.
“ Tamam, Hoca Efendi! Kulun kölen olayım! Ne
dersen razıyım. Bak bundan sonra haraç
istemeyeceğim, yılan öldürmeyeceğim. Ne dersen
yapacağım.”
Eli arkasında, Hacı’nın karşısına dikilen Kara İsmail
yalvaran bir eda ile konuşan Hacı’yı dinliyor, şu
sırtlanın nasıl sefil bir adam olduğunu daha iyi
anlıyordu.
“ O zaman yapılacakları yapalım. Bundan böyle yılan
öldürmeyeceksin. Haraç istemeyeceksin, adam
142