Page 173 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 173

çıkmıştı. Eşkıya yola revan olunca yakacakları
                                  sırtladıkları gibi kaçtılar. Onların bu hallerinden, Ahmet
                                  bir şeylerin olduğunu anladı ve merakla sordu.
                                     “ Hayrola? Ne bu haliniz? Bir şey mi oldu? “
                                     Ayşe gelin konuşmadan kuyunun başına gitti  ve
                                  sabah erken de olsa,   aşırma dolusu suyu tepesine
                                  dikti. Durmadan dağa bakıyor  ve korku içinde dağı
                                  seyrediyordu. Konuşurken sesi titriyordu.
                                     “  Hacı’yı gördük!  Gavur Hacı’yı gördük.  İninin yerini
                                  öğrendik.  İni Damlama Kaya’nın yakınında ki Çatal
                                  Kaya’da. O eski ayı ininde. Hani kimsenin yanaşmadığı
                                  yerde. Oraları nasıl buldun, o yılanlık yere korkmadan
                                  nasıl yerleştin olacak şey değil? ” diye konuştu.
                                     “ Ne dedin yenge?  Damlama Kaya’nın yakınındaki
                                  ayı ininde  mi? Allah  Allah kimsenin aklına gelmedi.
                                  Oralar yılanlık yahu. Zaten mağaranın girişini çok az
                                  adam bilir. Siz nasıl gördünüz? Oraya  kadar
                                  korkmadan nasıl gittiniz? Çok yanlış yapmışsınız.”
                                     “ Kuru deredeki otları topluyorduk. Farkında olmadan
                                  yükselmişiz. İşimiz bitmeye yakındı ki, yerden bir adam
                                  bitti.  Hemen saklandık, bizi göremedi ama, çok
                                  korktuk. Ufak çiş yaptı ve tüfeğini sırtladığı gibi cılga
                                  yola koyuldu. Allah yüzümüze baktı, bizi göremedi! ”
                                     “ Allah Allah! Demek ayı ininde saklanıyor ha? Ayılar
                                  buralardan çekileli yüzyıllar oldu. Ayılar gitti ama
                                  mağaraları, inleri kaldı. Bu namussuz kan içici olduğu
                                  kadar da akıllı bir adam. Tam yerini bulmuş.”
                                     “  Aklı batsın! Aslında  şehirde evleri vardı. Nasıl
                                  olmuşta bu yollara düşmüş,  akıl fikir ermiyor.”
                                     Korkudan titreyen Hayriye amcasına yalvarıyordu.
                                     “  Aman  ağam bizi bırakma. Bu herif bizi keser. Biz
                                  artık burada duramayız. Yakacak batsın. Dedemin
                                  yanına gidelim  “ diyor ve mavi gözlerinden  korku,
                                  çillerle dolu yüzünden sel gibi ter akıyordu.


                                                           165
   168   169   170   171   172   173   174   175   176   177   178