Page 178 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 178
iştahla öldürdü. Anasını ve kız kardeşini de
öldüreceğim diye haber yolladı. Onlar da Hacı’dan
korkar ve kaçar oldular.
Günler bir birini kovalıyordu. Hacı, her zaman
yaptığı gibi, ininden çıkıyor, Eğri kayanın gölgesine
sığınıyor, aşağılardaki evleri, bağları gözlüyordu.
Mağaradan şafak vakti ayrılıyor, iz bırakmadan gözlem
yerine ulaşıyordu. Saklandığı mağaranın ağzını çalılar
kapatıyor, kimse orayı doğru dürüst bilmiyordu.
Mağaranın bulunduğu bölgeye, Ahmet karanlıkta geldi.
O yere çok yakın konumdaki Damlama Kaya’nın oyuk
kısmına girip saklandı. Damlama Kaya binlerce yıldır
dikilip duruyor ve o susuz bölgede, bir doğa harikası
kış yaz bir ucundan su damlıyordu. Suyun açtığı yalak
bir tarafa, ayrıca damlayan suyun yukarı kısmında her
nasılsa, bir insanı alacak kadar oyuk meydana gelmişti.
Oyuğa giren dışardan fark edilmiyordu. İşte Ahmet o
oyuğa saklandı. Büyük bir dikkat ile ayı ininin olduğu
güney tarafı gözlem altına aldı.
Güneş yeryüzünü aydınlatmaya yeni başladı. Önce
Erciyes Dağı’nın karlı tepelerine güneşin altın ışıkları
vurdu. Sonra karşı yamaçlara Erkilet üzerini, Bozları
sardı. Gün ilerledikçe üzüm bağlarına, evlere, ağaçlara
ışıktan oklar geldi. Işıklar dut ve kayısı yaprakları
arasından süzüldü. Gün biraz daha yükselince, boz
sığırcıklar, ala sığırcıklar gürültülerle ağaçlara
konmaya başladı. Damlama Kaya’nın doğu tarafından
su içmeye gelen kekliklerin şakıması duyuluyordu.
Anlaşılan hayvanlar sabah kahvaltısına Damlama
Kaya’dan su içmekle başlıyordu. İşte bu sırada
Ahmet’in hiç aklına gelmeyen bir şey oldu. Damlayan
suların toplandığı yalağın hemen yanına çöreklenmiş,
üçgen kafalı, alacalı yılanı gördü. Hayvan çatal dilini
çıkartıyor ve Ahmet’in varlığını, yayılan ısının
170