Page 177 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 177

kayalar derin bir uyku ile karanlığı geçiştiriyor, çile
                                  dolduruyordu. Ahmet ise yatağını tolun girişine
                                  serdirmiş, tüfeği de başucuna yaslamıştı. Ayşe gelin ve
                                  Hayriye tolun dip tarafında yatacaklardı. O ise sırt üstü
                                  yatmış,   yıldızları,  sonsuzlukta    ki   gökyüzünü
                                  seyrediyordu. Dut yapraklarının fısıltısından ve arada
                                  bir köpek havlamasından başka bir ses duyulmuyordu.
                                  Ahmet o sesleri dinliyor, ne yapacağına kafa yoruyor,
                                  kendinde bir ağırlık ve yorgunluk duyuyordu. Memleketi
                                  karışık, insanlar dünyanın dört bir yanında savaşta,
                                  seller gibi  kan akıyordu. Bir de eşkıya meselesi  tüm
                                  hayatlarını etkiliyordu.  Düşündükleri, ağır bir yük olup
                                  omuzlarına çöktü. Çıkan serin rüzgarda bile, Ahmet’in
                                  başı ateşler içinde yandı. Bir zaman sonra o serin
                                  rüzgar büyücünün nefesi gibi geldi. Yorgunluğun
                                  verdiği güçsüzlükle derin bir uykuya daldı.
                                         Hacı’nın ailesi, aslında şehrin yerleşik ailelerinden
                                  biriydi. Hacı’nın babası delikanlılık yapmak için bir
                                  kavgaya karışmış, kavga sırasında yaralanmıştı. Fakat
                                  ölümü oğlu Gavur  Hacı, namı alacak oğlu ile yaptığı
                                  münakaşa sırasında geçirdiği  kalp krizinden oldu.
                                  Adamın Pervana yazısında bulunan birkaç tarladan
                                  gayri bir geliri yoktu. Baba Hamdi ağanın ölümünden
                                  bir müddet sonra Hacı ile kardeşi Rüstem kavgaya
                                  tutuştular, geliri olan tarlayı bölüşemediler. Ayrıca eve
                                  de Hacı sahip çıktı. Hacı kavgada Rüstem’i feci şekilde
                                  yaralayıp öldürdü. Yakalamaya gelen zaptiyelerden de
                                  birini  vurup   diğerini   yaraladı.  Artık   şehirde
                                  yaşayamayacağını     anladığından    çareyi   dağlara
                                  çıkmakta buldu.
                                      Hakkına razı olmayan, büyük  evladım diye tüm
                                  mallara el koyan Hacı artık dağlarda geziyordu.
                                  Kardeşini öldüren başkalarını daha kolay öldürürdü.
                                  Nitekim öyle yaptı. Birçoklarını doymak bilmeyen bir


                                                           169
   172   173   174   175   176   177   178   179   180   181   182