Page 184 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 184
sekideki dut ağacının altında endişeler içinde
beklerken buldu. Ahmet gedikte görününce Hacı
Mustafa Efendi rahat bir nefes aldı. Daha o arka bağın
merdivenlerinden inerken konuşuyordu.
“Şükür Allah’ıma. Oğlum nerede idin? Çok merak
ettim. Adam böyle habersiz kayıp olur mu? Nerelerde
idin, ne yaptın, çok şükür gelebildin? ” diyerek
karşıladı.
“ Yukarı evden yürüdüm. Yengem Ayşe ile Hayriye
Gavur Hacı’yı görmüşler. O herif oralarda ki mağarada
saklanıyor. O yerleri görmek istedim. Yengem ve
Hayriye buraya gelecekti. Artık yukarı evde kalamazlar.
”
“ Onları Allah esirgemiş. Hacı bizimkileri görmemiş.
Çoktan geldiler de yemek hazırlıyorlar. Herif demek
orada ki ayı ininde geceliyor. Kimsenin kolayca aklına
gelmeyen bir yer. Nasıl da bulmuş! ”
“ Eşkıya çok kurnaz ve akılsız değil. Öyle olmasa,
şimdiye kadar çoktan yok olmuştu. Şimdi yeri belli oldu.
Ne yapacağımıza karar vermek zamanı geldi. “
Sonra düşünceler içinde konuşmaya devam etti.
“ Baba, adam Küçük Yılanlı’nın yamacındaki Eğri
Kaya’dan gözlem yapıyor. Boncuk Kuyu’ya inmiyor. “
“ Evet, şimdi Eğri Kaya’dan bakıyor. Dikkat edersen,
Eğri Kaya, o eski mağaraya daha yakın. Alaca
karanlıkta mağaranın yolunu kolayca tutuyor.”
“ Yalnız o mağaraya Minare Kaya’dan kolay
yanaşılır. Baba dün gece yarısı oraya çıktım. Damlama
Kaya’nın içindeki oyuktan o mağarayı gözledim.
Sabaha karşı bir hayvan gibi çıktı, Eğri Kaya’nın
gölgesine yürüdü ve orada bütün gün kaldı.”
Hacı Mustafa Efendi iç geçirerek konuştu.
“ Şimdiye kadar kimse mağarayı düşünmedi. O
mağarayı biliyorum. Mağaranın ağzı kolay görülecek
176