Page 189 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 189

yaşayamıyor. Sen yok olursan, baban da bana
                                  benzeyecek. Adam öldürürsen altından kalkamazsın.
                                  Ölenin kanı tutar, her zaman olayı hatırlarsın. Katillik,
                                  seni de yaralar. Merak etme, baban da, başkaları da
                                  başının çaresine bakar “ dedi. Ahmet düşündüklerini
                                  yapamayacağını anladı. Nazmiye Nine, sanki acılardan
                                  bir yumaktı. Der top olan acılar, Nazmiye Nine olarak
                                  karanlık sekide dikilip duruyordu. Bu insanların
                                  çekmediği acı, uğramadıkları haksızlık kalmamış ve bin
                                  bir deneyimden geçmişlerdi. Öğütlerine kulak vermek,
                                  göz ardı etmemek gerekirdi. Söylediklerine karşı çareyi
                                  suskun kalmakta buldu. Fakat Hacı Mustafa  Efendi
                                  dişlerini sıkmış, yumruğunu kaldırmıştı.
                                        “ Bir gün Allah’ından bulacak. Tanrı onun cezasını
                                  mutlaka verecek. Ahmet oğlum, sözlerimi dinle. Seni
                                  kaybetmek bana ölümden de beter gelir. Sen yok
                                  olursan, bizler de yok oluruz. Sakın ha! Böyle bir şeye
                                  heves etme,” dedi.
                                      Hacı Mustafa Efendi sıkıntılara rağmen oğluna zarar
                                  gelsin istemiyordu. Ahmet, babasına her zaman saygı
                                  gösterirdi.  Ailede ki alışkanlık büyüklerin sözünden
                                  doğru veya yanlışta olsa, çıkmamaktı.  Şimdi onların
                                  sözlerine hayır diyemiyordu. Oysa işi tehlikesizce
                                  bitireceğine emindi. Ama elini kana bulamak babasının
                                  söylediği gibi sonradan kendini yaralayabilirdi. Onun
                                  altından kalkıp kalkamayacağını düşünmeliydi. Bir
                                  müddet suskun kaldı. Sonra omuzlarını silkerek
                                  oturduğu yerden doğruldu. Nazmiye Nine ve  babası,
                                  Ahmet’in ne yapacağını kestiremediler. Onu ilgi ile
                                  seyrederken, o hızla merdivenlere yöneldi ve arka
                                  bağın karanlığı içinde kaybolup gitti. Dönüp arkasına
                                  bile bakmıyordu. Durumu bir kere daha düşünecek ve
                                  kararını bir kere daha gözden  geçirecekti. Adam
                                  dediğin kararı zor  verirdi ama, verdiği karardan


                                                           181
   184   185   186   187   188   189   190   191   192   193   194