Page 187 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 187
olursa ben ne yaparım! “ Hacı Mustafa Efendi
ağlamaklı konuşuyordu.
“ Baba, düşüncesiz hareket etmiyorum! O alçak
etrafı boş buldu. Yunus Çavuş onun hakkından
gelecekti. Aksi bir rastlantı ile devlet eşkıyayı
yakalayacakken, Yunus Çavuş’u yakaladı. Ortada
başka adam yok. Sizi bu kanlı katil ile baş başa
bırakamam. Askere gözüm arkada gidemem. “
Çiloğlu’nun Hacı Mustafa Efendi, oğlu Ahmet’in
söylediklerine hak vermeden edemiyordu. Ama onun
gibi düşündüğünü açığa vuramazdı. Önceki fikrinde
ısrar etti.
“ Oğlum! Sen onunla baş edemezsin! Bak sonra
seni evlatlıktan reddederim. Eşkıya ile eşkıya olunmaz.
Sana söz veriyorum, evden dışarı çıkmayacağım. Sen
askere gittiğinde, ben yalnız kalsam bile o it bize yine
bir şey yapamaz. Tüfekler var, tabancam var. Eve de
giremez, köpekten, tüfekten korkar. O ancak pusu
kurar ve arkadan vurur. Sana söz, dışarı
çıkmayacağım, pusu kurmasını böylece önlerim. “
“ Tamam baba! Niçin olmasın ki? O herif insanları
nasıl pusuya düşürüyorsa, bizde aynını yapalım. Onu
mağaradan çıkarken temizlerim. Sen yeter ki çifteyi
ver! “
Ahmet konuşurken sanki inliyordu. Babasına olayı
açmakta hata edip etmediğini düşünüyordu. Şimdi
babası bu işe şiddetle karşı çıkıyordu. Mustafa Efendi
endişe ve korku ile konuşuyor, sesi sekide çınlıyor,
konuşmaları tüm ev ahalisi dinliyordu.
“ Ömür boyunca sen de katil olarak kalacaksın. O
zaman şu canavardan ne farkın olacak. O duyguyu
taşıyamazsın. Katil olmak kolay bir şey değil. Ömür
boyu yaptığın iş zihninden ve ruhundan silinmeyecek.
179