Page 199 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 199

patlıyordu.  Birden hemen yanı başında bir hareket
                                  hissetti. Tüfeği ile birlikte hızla döndü ve loş aydınlıkta,
                                  kaçan tilkinin uzun kuyruğunu seçebildi. Tilki on arşın
                                  sonra durup kendine doğru bakınca bir çift göz parladı.
                                  Tilki yoluna devam edince ışık kayboldu.
                                       Hacı böylece işin sırrını çözdü. Buralarda yaşayan
                                  her türlü hayvanı tanıyordu. Fakat daha bilmediği neler
                                  vardı. Birçok insanı öldüren kanlı katil, tilkinin fosforlu
                                  gözlerinden korkmuş, nerede ise ona ateş edecek hale
                                  gelmişti.  Şu dağlar esrarlı dağlardı. Koyu  gölgeleri,
                                  kuytularda yaşayanları, sivri kayaları, karanlık meşe
                                  kümeleri ile daha nice bilinmeyenleri saklıyordu.
                                  Dışarıda dolaşmak artık gereksizdi.  İki büklüm
                                  mağarasına çekildi. Bezir dolu lambayı yaktı. Onun
                                  ölgün  ışığında toz toprak içinde ki köşesine kıvrıldı.
                                  Mağaranın dip  taraflarına ulaşmayı  şimdiye kadar hiç
                                  düşünmemişti. Bunu aslında istemiyordu. Mağaranın
                                  derinliğinden korkuyordu.  İçerde  cin olur diyor, burayı
                                  terk  edemiyor,    çünkü    saklanacak    başka   yer
                                  bulamıyordu. Böyle  ıssız yerlere cinler  saklanır ve
                                  insanın en gafil anında üzerine çullanırdı.  Şimdi
                                  mağaranın    içlerine  girip  de   cinleri  şeytanları
                                  uyandırmanın alemi yoktu. Ya öldürdükleri!  Bunlar
                                  korkunç şeylerdi. Bulunduğu yere bir az daha yerleşti
                                  ve tüfeğinde mermi olup olmadığını kontrol etti. Tüfeğin
                                  emniyetini açıp kapattı. Emniyeti açıp kapatırken çıkan
                                  ses onu rahatlatıyordu. Bu sefer nedense korkuyordu.
                                  Korku dolu gözler ile mağaranın derinliğini dinleye
                                  dinleye uyuya kaldı.
                                       Şafak sökünce, ışıklar mağaranın ağzından süzülüp
                                  içeri girdi.  Vaktinin geldiğini anlayan Hacı’yı  ışıklar
                                  dışarı davet etti. Dışarıda korkularından kurtulmak için
                                  gün  ışığına çıktı.  Şu Çiloğlu’nu ortadan kaldırmalıydı.
                                  Yoksa sıkıntılarından kurtulamıyordu. Mutlaka onu


                                                           191
   194   195   196   197   198   199   200   201   202   203   204