Page 200 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 200
öldürmeli, yerlerde süründüğünü görmeliydi. Önce
korkutacak, parasını alacaktı. Çiloğlu epeyce ot çalı,
çirpi biriktirmiş ve bunları da evin arkasına, fındıklığa
yakın bir yere yığmıştı. Kerata onları pekmez yaparken
kullanacak, ayrıca kışın evinde yakacaktı. Hacı onları
dehşete düşürmek için önce yakacaklarını ortadan
kaldırmalı diyordu. Tez elden bunu yapacak, Çiloğlu’nu
yakacaksız bırakacaktı. O zaman belki ortaya çıkar,
çıkınca da hesabını görürdü. Aklına gelen buluş,
Hacı’yı çok sevindirdi. Kendi kendine ne kadar akıllı
olduğunu, nasıl da güzel düşündüğünü birçok kere
tekrarladı.
Gavur Hacı aklına koymuştu bir kere. Bunun için de
güney taraftaki Arpa Dağı yönünü tutturdu. Askerdeki
Mehmet Efendi’nin evi yakınından ve evin yukarısından
geçti. Hacı ayaklı bir canavar gibi tüfeği omzunda
taşların arasından sekerek yürüyordu. Yürüyüşünde bir
başkalık vardı. Tüfek asılı duran omzunu aşağıya
sarkıtıyor, bir adımını diğerinden daha kısa atıyordu.
Böylece değişik bir havada, sanki bir suçlu arıyordu.
Şimdi Arpa Dağı’na ulaşmak için Sumaklıktan geçti,
Bıdı Bıdıların evlerinin altından, Kızlar Hanı alaca
karanlıkta ortaya çıkmışken, daha aşağılara, Kambur
Kaya’ya indi. Bal dutlar artık önünde sıralı duruyordu.
Böylece Çiloğlu’nun evinin ardına düştü. Bal dutların
yakınındaki fındıklıkta, onu kimseler göremez ve zaten
o yerler kimsenin dikkatini çekmezdi.
Hacı hayli yaklaştığı yakacakları yakma zamanını
kafasında evirip çeviriyordu. Öncelikle fındıklık içine
girecek, evleri gözleyecek, bu arada Çiloğlu’na denk
gelirse, vurup devirecekti. Bunun başka yolu yoktu.
Namussuzun parası vardı, zerresini koklatmıyordu.
Dediği gibi de yaptı. Sinsice fındıklığa girip saklandı.
Hemen arkasında Kambur Kaya’nın gölgesi fındıklığa
192