Page 203 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 203
anladılar. Pekmezi kaynatacak yakacakları, kışlık
yakacakları yok olmuş ve kışı nasıl geçirecekleri
belirsiz hale gelmişti. Yangını çıkaranın kim olduğunu
çok iyi biliyordu. O alçak buralara kadar sokulmuş, bu
yangını çıkartmıştı. Şimdi evin arka bölümünde de
önlem almalı ve yukarı eve kimseyi göndermemeliydi.
Yakacaklara kadar ulaşabilen Gavur Hacı, demek ki
evin civarında gezip duruyordu. Hacı Mustafa Efendi
dişlerini gıcırdatıyor, Tanrım bu beladan bizi kurtar
diyordu. Ahmet sessiz, ailesinin perişanlığını görüyor,
bir çıkar yol arıyordu.
Nazmiye Nine yangın yerinin etrafında dört dönüyor,
insanları yokluğa, açlığa mahkum eden eşkıyaya
lanetler okuyordu. Komşular ise suskun, Hacı Mustafa
Efendi’nin uğradığı felaket karşısında ne yapacaklarını
bilemiyordu. Yine de çareyi Nazmiye Nine buldu!
Topluca ve meyus, suskun duran komşulara seslendi.
“ Komşular! Hepimizin başına benzeri felaket
gelebilir. Şimdi Çiloğlu kışın ne yakacak, pekmezler
nasıl kaynayacak. Çiloğlu her zaman bize yardım eder,
yanımızda olur. Onu yalnız bırakmayalım. Nasıl
yandığını biliyoruz. Elleri kırılası eşkıya yakacağı yok
etti. Ne var ki bizler daha ölmedik. Hemen yarın herkes
evinden gönlünden koptuğu kadar ot, çalı, çirpi
getirecek, bu sefer aşağıdaki gedereye yığın
yapacağız “ dedi. Bu arada öfkeli gözler ile Arpa
Dağı’nı, Yılanlı Dağı’nı seyrediyor ve eşkıyaya lanetler
okuyordu.
Suskun insanlar tevekkül ile boyunlarını eğmiş
düşünüyorlardı. Kimse itiraz etmedi. Artık yapacakları
işi biliyorlardı. Çiloğlu’nun yanından geçerken ona
teselli edecek bir şeyler söylüyor ve “ Yarın görüşürüz “
diyorlardı. Suskun ve sıkıntılı kalabalık birer birer
çekilip evlerinin yolunu tuttu. İçlerinden Gavur Hacı’ya
195