Page 201 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 201

kadar   uzanıyordu.    Daha     aşağıdaki   gederede
                                  Çiloğlu’nun bağı uzanıyor ve elli arşın kadar aşağıda ki
                                  düzlüğe ulaşıyordu. Düzlüğün orta yerinde yığın
                                  halinde yakacaklar, kendisini bekliyordu.
                                     Çiloğlu’nun köşkünü arka taraftan ve  şimdi daha
                                  yakından görüyordu. İç tarafının yarısı görünen köşkün
                                  orta direğinde asılı bir  torba rüzgarda sallanıyordu. O
                                  torbanın içinde mutlaka et vardı. Gölgede kalan torba,
                                  arıların ve kuşların hücumundan uzaktı. Torba
                                  durmadan salınıyor  ve içindeki etler havalanıyor,
                                  etlerin bozulması böylece önleniyordu.
                                      Hacı evin önünü tam olarak göremiyordu. Üstelik
                                  ortada ki yakacak yığını da görüşünü engelliyordu. O
                                  engel ortadan kalkınca, daha rahat evleri görebilecekti.
                                  Belki de böylece Çiloğlu’nu daha kolay avlardı. Fakat
                                  otları ne zaman  yakmalıydı? Akşama kadar buraya
                                  saklandığını kimse bilmemeli idi. Koyu gölgeler, vadiyi
                                  doldururken, yakma zamanı o zaman diyor, yanan
                                  otların  şavkı bütün niyetten görülsün istiyordu. Alaca
                                  karanlıkta, otların alevi ta uzaklardan seçilir,  böylece
                                  namı daha çok söylenirdi. Hacı bunları düşündüğü için
                                  memnundu      ve   sabırla   gölgelerin   koyulmasını
                                  bekliyordu. Bu iş karanlığı beklemeye değer diyordu.
                                       İkindi sonunun alaca karanlığına kadar bekledi.
                                  Gölgelerin uzadığı, ebabil kuşlarının gürültüler ile
                                  evlerin etrafında dönendiği bir zamanda, fındıklıkların
                                  arasından bir yılan gibi çıktı. Tüfeğini defalarca kontrol
                                  etti ve dolu olduğuna  defalarca emin oldu. Emniyeti
                                  açık, silahı ileri ileri tutuyor ve ot yığınına yaklaşıyordu.
                                  Çiloğlu ne kadar da ot toplamış  ve koca bir yığın ot,
                                  önünde duruyordu. Kim bilir ne kadar güzel yanacaktı.
                                  Elindeki çakmak ile yakacak yığının duldasına yanaştı.
                                  Bir kaç çakışla ateş alan Çakmak, yığının alt
                                  kısmındaki kuru yepelek otlarını tutuşturdu. Hacı otların


                                                           193
   196   197   198   199   200   201   202   203   204   205   206