Page 206 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 206

unutmayacaklardı. Artık Ahmet şehre inme zamanının
                                  geldiğini ve Binbaşı Cafer Bey’e eşkıyanın inini
                                  bildirmenin zamanıdır diyordu. Yarın veya en geç ertesi
                                  günü geceleyin yola çıkacak ve şehre inip Cafer Bey’in
                                  makamına ulaşacaktı.
                                       Yakacaklar  için  birlik  olmuşlardı, fakat eşkıyaya
                                  karşı birlik olamıyorlar, Gavur Hacı’nın elinde ki
                                  mavzerden korkuyorlardı. Buna  rağmen felaketleri
                                  birlikte karşılıyor, yardımlaşıyor, acıları paylaşıyorlardı.
                                  Acıları ve sevinçleri paylaşmak o insanlara ezelden
                                  miras kalmıştı. Sevinçlerini, kederlerini paylaşıyor,
                                  felaketlere birlikte karşı koyuyorlardı. Fakat Gavur Hacı
                                  belirsiz bir tehlike ve ona karşı herkes kendini yalnız
                                  hissediyordu.
                                      Hacı yine fındıklığı mekan tuttu. Tüfek hemen elinin
                                  altında ve içi mermi  doluydu. Hacı huzursuzdu ve
                                  öldürmek ile dertlerinin biteceğini sanıyordu. Mustafa
                                  Efendi’nin  evinin yana kayan sekisi yüzünden, ev
                                  ahalisinin oturma  yerleri tam olarak görünmüyordu.
                                  Hacı bekliyor, evdekileri, sekidekileri görmek istiyordu.
                                  Fakat bir türlü denk getiremiyor, bu yüzden de
                                  efkarlandıkça efkarlanıyordu.
                                      Sıkıntıdan kurtulmak için bir  şey ile uğraşması
                                  gerekiyordu. Hacı’nın oyalanmak için kötü düşünceler
                                  içinde yuvarlanmaktan başka çaresi yoktu. Burnu ile
                                  oynarken düşünüyor, yangından sonra evi, arkadan da
                                  olsa kurşunlayıp onları çil yavrusu gibi dağıtmanın
                                  doğru olup olmayacağını kuruyordu.
                                     Böyle  düşüncelere dalıp gitmişti. En iyisi akşama
                                  kadar saklandığı yerden çıkmamaktı. Bu yer koyu
                                  gölgelikti ve Arpa Dağı’nın eteklerindeki Kambur Kaya,
                                  fındık korusunun üzerine eğilmiş halde duruyordu.
                                  Arpa dağından gelen cılga yol, ilerde Çiloğlu gediğine
                                  kadar iniyor ve gedikten de ana yola kavuşuyordu. Yol


                                                           198
   201   202   203   204   205   206   207   208   209   210   211