Page 211 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 211

“ Sen, sen nesin? İn misin, cin misin? Nereden çıktın,
                                  buralarda ne işin var ?” dedi.  Yerde yatan  şeye
                                  yaklaştı, onun ne olduğunu anlamak istiyordu. Fakat
                                  korku yakasını bırakmıyor, ama          merakını da
                                  yenemiyordu. Yatan  şey bir hayvana benziyordu ve
                                  üzerinde küfeler vardı. Hayvanın uzun kulaklarını,
                                  püsküllü kuyruğunu gördü. Bu bir eşekti. Hayvan dizleri
                                  üzerine çökmüş, göğsünden  ılgıt  ılgıt kan akıyordu.
                                  Başı ilerde ve uzun boynu toprağa yapışıktı. Beyaz dili
                                  sarkık ve ağzından köpükler çıkıyordu.
                                       Yarı çıplak adam, eşeğin başında, çığlıklar atıyor,
                                  eşeği vurana beddualar yağdırıyordu. Çığlıklarla
                                  bedduaları sıralarken, bir taraftan da eşeği kaldırmaya
                                  uğraşıyordu. Ne yazık ki, eşeğin kalkmayacağını
                                  anladı. Anladı da daha çok bağırmaya ve ağlamaya
                                  başladı.
                                     “ Ne cini, ne şeytanı? Eşeğimi vurdun! Elleri kırılası!
                                  Ben şimdi ne yapacağım, eve nasıl gideceğim,  eşeğim
                                  zavallı eşeğim.” Gözlerinden ip gibi yaşlar iniyor,
                                  gözyaşları yağmur sularına karışıyordu.
                                     Hacı bir müddet şaşkın kaldı. Ağlayıp sızlayan kimse
                                  cine, şeytana benzemiyordu. Hem sonra yerde serilmiş
                                  yatan basbayağı bir eşekti. Bundan müthiş cesaret aldı
                                  ve öfkeden sanki kudurdu. Mavzerin emniyeti açıktı ve
                                  bir çekişte  şunu da vurup öldürmeyi, çığlıklara son
                                  vermeyi düşündü. Fakat öyle yapamadı. Beş kurşunu,
                                  şu değersiz eşeğe harcamıştı. Cılız, üfürsen yıkılacak
                                  adam bozuntusuna bir mermi daha harcamak istemedi.
                                  Fakat baş ağrıtıyor, yaygara  yapıyordu. Susması için
                                  bir tekme savurdu. Eşekçi yediği tekmenin  şiddeti ile
                                  aşağıda ki gedereye uçtu. Hacı eşekçiyi gedereye
                                  attıktan sonra küfelerde ne olduğunu anlamak istedi.
                                  Küfelerden biri eşeğin ölüsünün  altında kalmış, diğeri
                                  ise hala palana bağlı duruyordu. Bağlı olana elini


                                                           203
   206   207   208   209   210   211   212   213   214   215   216