Page 218 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 218

Evdekiler, kir içinde ve çamura bulanmış, yarım
                                  pabuç, çelimsiz adamı merakla seyrediyor  ve işin
                                  esrarını çözmeye çalışıyordu. Silah sesini  duyunca
                                  tedbirlerini almış, Hacı Mustafa  Efendi ve kadınlar
                                  Çukura saklanmıştı. Ahmet hızla el attığı çifteyle, silah
                                  sesinin geldiği yöne koşmuş, su içinde ki  asmaların
                                  arasına saklanmıştı. Böylece eve yapılacak baskına
                                  karşı savunma vaziyetini almıştı.  Fakat Gavur Hacı’nın
                                  baskını  yerine, burnunu çeken,  şu çelimsiz  delikanlı
                                  ortaya çıkmıştı. Tabii buna sevinmemek elde değildi.
                                  Hacı Mustafa Efendi tehlike  olmadığını anladı ve
                                  telaşsız, eşekçiye yöneldi.
                                    “ Sen kimsin? Neden ağlıyorsun? Tüfeği sen mi attın?
                                  Nereden gelip nereye gidersin? Burada ne işin var? ”
                                  diye bir sürü soru sordu.
                                    Gözleri dolu dolu, fakat ağlamayı kesen  eşekçi,
                                  suskun, öyle bakıyordu. Onun  yerine Ahmet  cevap
                                  verdi.
                                  “ Eşeğini vurmuşlar. Gavur Hacı bal  dutların oradan
                                  ateş etmiş. Bu zavallı cılga yoldan inerken eşeğini
                                  vurmuş. Hayvana  beş kurşun sıkmış. Elma  getirip
                                  kayısı üzüm götürecekmiş. Şu namussuzun yaptığı işe
                                  bak! Zavallı eşek ölüp gitmiş ”
                                    Cevabı alan ev halkı gariban eşekçiye daha bir
                                  yaklaştı. Emine Ana  hemen yaptığı ayranı eşekçiye
                                  dayadı. Zavallının yüreğini bastırması gerekiyordu.
                                  Eşekçinin durumu hiçte iyi değildi.   Haline acıyan ev
                                  halkı yardım için seferber oldu, kimi kuruluyor, kimi de
                                  çamurları temizliyordu.
                                     Eşekçi anlatıyordu.
                                     “  Babamız askere gitti. Kim bilir nerede çarpışıyor.
                                  Herkese yanık mektubu geliyor. Size de gelir  dediler.
                                  Evde üç kardeşim daha var. Anamız çoktan öldü.
                                  Onlara bakan benim. Bir de amcamın karısı ve


                                                           210
   213   214   215   216   217   218   219   220   221   222   223