Page 220 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 220

Eşkıyanın saklandığı yeri duyan eşekçi olduğu yerde
                                  dikildi. O eski çelimsiz çocuk kayboldu ve birden sanki
                                  boyu uzadı.  İnce sesine rağmen kükrer gibi
                                  konuşuyordu.
                                     “  Eşek bizim hayatımızdı. Kardeşlerim ve amcamın
                                  emanetleri ailem bu eşek sayesinde yaşıyordu. Bizim
                                  canımızı alanın bizde canını alırız. Bana o mağarayı
                                  gösterin. Şu tüfeği de verin.”
                                     Eşekçinin birden dikilip kükremesi sekidekileri
                                  ürküttü. O ağlayıp sızlayan sümüklü  çocuk gitmiş
                                  yerine yürekli bir adam gelmişti. Hacı Mustafa  Efendi
                                  şu çelimsiz  ne cevhermiş meğer diye içinden geçirdi.
                                  Evdekiler intikam diye dikilip duran garibana hak
                                  vermeden edemedi.
                                     “ Sen çok acılısın. Acı ile yaşanmaz. Fakat delikanlı
                                  oğlum, hoş görmeye  ve bu işi hazmetmeye çalış. Ne
                                  yapalım senin canın sağ. Beterin beteri vardır, onu
                                  düşün. Bir  gün gelir yeniden bir  eşek alırsın. Ama
                                  kurşun sana değse idi, bir daha yeryüzüne
                                  dönemezdin. Giden bir  eşek olsun. Belki  biz de sana
                                  yardım için elimizden geleni yaparız.
                                     Delikanlı dikiliyordu.  Kahverengi gözlerinden sanki
                                  ateş fışkırıyordu.
                                     “  Bizim  oralarda  intikamını almayanı adam yerine
                                  koymazlar.  Durup dururken, kimselere bir zararımız
                                  yokken ekmeğimizi elimizden alanın yaptığını yanına
                                  koymayız. Eşek ölünce zaten bizde öldük. Ben dilenci
                                  değilim. Allah sizden razı olsun, bir  şeyinizi istemem.
                                  Ama acımı almam için bana yardım edin yeter. ”
                                  diyordu.
                                      Şimdi sekide derin  bir sessizlik vardı. Koca dut
                                  ağacında   ki   yaprak   sesinden    gayri   bir  ses
                                  duyulmuyordu. Belli ki, herkes eşekçinin istediği
                                  yardımı kafasında evirip çeviriyordu.  Şu garibanın


                                                           212
   215   216   217   218   219   220   221   222   223   224   225