Page 238 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 238
“ Senin gibi efendi adam eşkıya ile baş edemez. Sen
de benim gibi eşeğini falan kaybetmedin. Onu
öldürmek için intikam duygusu ile dolup taşmadın. O
bakımdan sen yapamazsın, ama ben yaparım. Benim
o güzel eşeğimi öldürenden mutlaka intikamımı
almalıyım. Kardeşlerim, yengem hep aç kaldılar ve
açlığa mahkum oldular. Nasıl intikam diye
inlemeyeyim? İntikamımı almazsam yaşayamam! ”
Şükrü’nün kesin tavrı Ahmet’i etkiledi. Şu çelimsiz
delikanlı bir yanardağ gibi kükrüyor uğradığı vahşi
haksızlığa baş kaldırıyordu. Kendisinin küçük
görülmesine canı sıkıldı. Önceden yaptığı planı
açıklamak gereğini duydu. Kısa bir sessizlikten sonra
konuştu.
“ Bak sana ne diyeceğim. İlk defa da sana
konuşuyorum. Çifteye önceden kurt saçmaları
doldurdum ve halen de çifte de bunlar var. Geçen hafta
Ayşe yengem ile Hayriye’nin gördüğü mağarayı
biliyorum. Gizlice gidip oraları kolaçan ettim. Karamuk
çalılarının içine saklanan bir kimse, adama on
arşından ateş edebilir. Her türlü hazırlığı yaptım, fakat
babam engel koydu, pusuyu kuramadım! ”
“Bana göre baban doğru düşünmüyor. Anlaşılan
senin katil olmanı istemiyor. Fakat babalarımız,
amcalarımız, kardeşlerimiz cephede savaşıyor. Geride
kalan bizler bin bir yokluğa dayanıyoruz. Hal böyle iken
namussuz adam soyuyor, öldürüyor. Üstelik ekmek
kapım eşeğimi elimden aldı. Eşeğin ölümüne
dayanamıyorum. Şimdi elim boş, eve dönünce
bizimkilere ne diyeceğim? Onların istediği bir lokma
kuru ekmek. Onu da kazanıp veremiyorum. Beni
öldürse daha iyiydi. ”
230