Page 239 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 239

Şükrü Efendi bunları söylerken  dişlerini sıkıyor ve
                                  zavallı eşeğinin ölümü  gözlerinin önünden gitmiyordu.
                                  Nihayet planını açıklamaya karar verdi.
                                     “ Ahmet Efendi. Senin geleceğin var.  Okumuş
                                  adamsın, memlekete  yararlı adam olacaksın. Senin
                                  korkak biri olduğu aklıma gelmez. Eşkıya ise zararlı ve
                                  vahşi hayvan bir adam, kanla besleniyor. Hiç bir vicdan
                                  acısı çekmeden keyif için zarar veriyor.  Beni ve ailemi
                                  açlığa mahkum etti. Sevgili eşeğim, kara  gözlüm
                                  olmadan hiçbir şey yapamam. ”
                                       Şükrü söyleyeceklerinin etkisini çoğaltmak için
                                  düşünceli göründü ve konuşmaya devam etti.
                                      “ Şimdi tüm bir aile ekmeksiz kaldık. Bizim oralarda
                                  intikamını alamayanı, adam yerine koymazlar. Ekmek
                                  teknemizi elimden aldı. Sırf keyif  olsun diye eşeğimi
                                  öldürdü. Beni tekmeyle gedereden attı. Bunların acısı
                                  yüreğime çöktü, hiç unutamıyorum. “
                                     Ahmet,  onun  gözlerinin  yaşardığını görmezlikten
                                  geldi. Buna rağmen çelimsiz delikanlının dünyaya
                                  meydan okuyup diklenmesinden hoşlandı. Fakat
                                  kendini  suçlamadan da edemedi. Hain herifin tehdidi
                                  bir yana, kışlık yakacaklarını yok etmişti. Yakacakların
                                  yok olması, en azından kışın donup yok olmak
                                  demekti. Bu kadar insafsız ve  gaddar bir adam
                                  yaşamamalıydı. En azından  şu delikanlı kadar cesur
                                  olmalıydı. Oysa  Şükrü Efendi konuşmaya devam
                                  ediyordu.
                                     “ Ver şu tüfeği. Emanet ver, gizlice ver, nasıl verirsen
                                  ver. Bir de  şu ayı inini göster. Gerisine karışma. Ben
                                  gece gündüz bekleyeceğim ve bu namussuzu ortadan
                                  kaldıracağım “ dedi.
                                     Şükrü Efendi’nin  kadın eline benzeyen işaret
                                  parmağı, karşıdaki Yılanlı Dağı’nı gösteriyor ve



                                                           231
   234   235   236   237   238   239   240   241   242   243   244