Page 246 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 246
bu kan içici canavara fırsat vermenin doğru olmadığını
ve onu kendisinin vuracağını ısrar ile ileri sürüyordu.
Gece yarısı evden çıkacak ve karamuk çalıları
arasına pusuya yatacaklardı. Kararları kesindi ve
mutlaka sonuç alacaklardı. Fakat evdekilere haber
vermemeleri gerekiyordu. Çiloğluna iş bittikten sonra
söyleyeceklerdi. Zaten önceden Ahmet duyurmuş,
Çiloğlu kesinlikle karşı çıkmış, doğru bulmamıştı.
Yeniden aynı sıkıntıyı yaşamak istemiyordu.
Kimseye sezdirmeden gece yarısı kalkacaklar
Yılanlı Dağı’nın yolunu tutacaklardı. Ahmet Efendi o
mağaranın bulunduğu bölgeye nereden, nasıl
gidileceğini avucunun içi gibi biliyordu. Yapacakları iş
karamuk çalılarına ulaşmak ve şafağı beklemekti.
Şükrü Efendi o karamuk çalılarının içinden ateş
edecekti. Bir gözü kafi gelmez ise ikinci gözünde
tetiğini çekecekti. Tüfeğin çift gözlü olması onlara
güven veriyor ve işi garantiye alıyordu.
Hacı ise çok rahattı. Mağarayı bilen yoktu ve epey
bir zamandan beri de bu mağarada saklanıyordu.
Mağaranın önünü kaplayan çatal kaya mağara ağzını,
nazarlardan uzak tutuyor, ayrıca mağaranın küçücük
ağzını çalılar kapatıyordu. Dünya onun emrinde idi.
Kafa tutan olmuş, fakat hepsinin de hakkından gelmişti.
Hacı Mustafa’yı da ortadan kaldırırsa kafa tutacak
kimse kalmayacaktı.
Aslında Hacı’nın önsezileri vardı. Yakın bir tehlikeyi
anlıyor ve hemen önlemini alıyordu. Birçok kereler,
jandarmanın geleceğini sezmiş, mağarasına girip
saklanmıştı. Bir keresinde Harami Boğazı’nı kesen
asker kaçaklarının kendisine kurdukları pusu yerini
öğrenmişti. Yeri belirleyince pusu kuranların üçünü de
rahatça öldürdü. İkisi kayadan kayaya nasıl da
kaçmıştı. Fakat arkalarında mevzi tutan Hacı’nın yerini
238