Page 249 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 249

durdular. Artık Hacı nefes almakta bile güçlük
                                  çekiyordu. Fakat yılan da durmadan dilini çıkartıyor,
                                  tıslıyor ve Hacı’ya öfke saçıyordu. Fakat yılan daha da
                                  yaklaşıp saldıramıyordu. Bu durum Hacı’ya cesaret
                                  verdi. Kucağındaki tüfeği kaldırdığı gibi yılanın başına
                                  tuttu. Namlu yılana değecek kadar  yakındı. Bu kadar
                                  mesafeden kurşunu yiyen  yılanın başı uçup gitti.
                                  Hayvan ne olduğunu anlayamadan, başsız gövdesi
                                  olduğu yere düştü. Gövdeden oluk  gibi kan akıyordu.
                                  Yılanın ağzı, zayıflayan reflekslerle bir müddet açılıp
                                  kapandı. İçe kıvrık bir çift sivri diş her açılıp kapanışta
                                  pırıltılar saçtı. Fakat sonunda o da hareketsiz kaldı.
                                  Baş bir kaç arşın uzakta duruyordu. Ağız hareketleri
                                  bitince ölümün katılığı başladı.
                                      Mavzerin  çıkarttığı  ses tüm ovayı doldurdu. Ses
                                  kayalarda yankılandı, sonra vadide gezdi ve iç
                                  çekişlerle  kayboldu. Sesin geldiği yere niyet ahalisi
                                  gözlerini dikti ve Hacı’nın yine hangi canı yaktığını
                                  sorguladı. Fakat görünürde bir hareket yoktu. Yılanlı
                                  Dağı’nı, Eğri Kaya’yı seyreden insanlar, Yılanlı
                                  Dağı’nın göğsünden dumanlar  çıktığını gördüler.
                                  Hacının aklına geldi. Bu hayvanlardan çok korkuyordu.
                                  İçlerinde belki de cin vardı. Cini çıkartmanın en iyi yolu
                                  ölü yılanı yakmaktı. Nedense bunu denemek istedi.
                                  Yılanın upuzun gövdesini tutup kaldırdı. Sabit
                                  bakışlarla kendini seyreden yılanın kopuk başını
                                  gövdeye dayadı. Topladığı çalı ve otları ateşledi.
                                      Yılanın gövdesi yanan ateşte bir müddet kıvrılıp
                                  büküldü. Yanık et kokusu çevreye  yayıldı, yılanın
                                  rengarenk pulları yavaş yavaş eriyip gitti. Hacı
                                  memnuniyetle alevler içinde ki ölü yılanı seyretti. Yılan
                                  yanarken eriyen yağları cızırtılar çıkarıyor, ölü hayvan
                                  ateşin etkisi ile kıvrılıp bükülüyordu. Hacı öldürmekten
                                  büyük zevk alıyor, yılanın yanmasını da hazlar içinde


                                                           241
   244   245   246   247   248   249   250   251   252   253   254