Page 265 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 265
Hacı’yı bekliyor ve Gavur Hacı nedense bir türlü ortaya
çıkmıyordu.
O gün öğle oldu, Gavur Hacı ininden çıkmadı.
Avcılar hem korkuyor, hem de zamanı nasıl
geçireceklerini bilemiyordu. Her gün kuşluk vakti
Boncuk Kuyu’da, Eğri Kaya’da veya Fındıklıkta evleri
gözleyen Gavur Hacı, öğle vakti oldu, hala ininden
çıkmıyordu. Yoksa geceyi dışarıda mı geçirmiş veya
başka bir yere mi gitmişti. Şayet böyle ise Gavur Hacı
dışarıda ve avcılar için büyük tehlike vardı. Gavur Hacı
kendilerini gördüğü anda mutlaka vururdu. Buna karşı
ağızdan dolma tüfekle hiçbir şey yapamazlardı. Vakit
geçmişti ve şimdi bu yeri terk etmek, daha çok dikkat
çekecekti. Ne yapacaklarını bilmez halde öyle
beklediler. Öğle vakti de gelip geçti. Artık geceyi
beklemek gerekiyordu. Belki de gece nerede ise,
yatmaya yine mağaraya gelecekti. Eğer kendilerini fark
ederse, bütün planları suya düşer ve hayatları
tehlikeye girerdi. Geceyi dışarıda geçiren Hacı ile her
an burun buruna gelebilirlerdi. Bu bakımdan en
doğrusu kaba etlerine, baldırlarına, kollarına Karamuk
dikenleri batsa bile şikayet etmeden, bulundukları
yerde kalmak ve karanlığın basmasını beklemekti.
Hareketsiz kaldılar ve geceyi beklemenin doğru
olduğuna karar verdiler.
Şiddetli öğle sıcağından sonra ikindi rüzgarı
mağaranın bulunduğu yamaçları şöyle bir yaladı. Serin
rüzgar avcıları bir az olsun rahatlattı. Sıcak ve
korkudan akan terleri az da olsa kuruttu. Yine kartallar
gökyüzünde süzülüyor, baba keklik ilerdeki kayalıkta
ötüyordu. Kekliğin rengarenk göğsü, kanatları, kuyruğu
görünüyor, sanki dünya benim diyen kekliğin şakıması
dağların ıssızlığını gideriyordu. Baba kekliğin parlayan
temiz tüyleri, kayadan kayaya sekerken özgürlüğü ve
257