Page 266 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 266

yavruları için korkusuzluğu ona bir başkalık veriyordu.
                                  İşte avcılar kah keklikleri seyrederek, kah süzülen
                                  kartalları gözleyerek akşam karanlığına kadar o
                                  karamuk çalılarının içinde kaldılar. Hacı’nın geliş yolu
                                  birkaç arşın aşağıdan geçiyor ve  yol  mağaraya
                                  uzanıyordu.   Karar    vermişlerdi,  Hacı    dışardan
                                  mağaraya  girerken de ateş edeceklerdi. Her  şeye
                                  rağmen iki gözlü tüfek onlar için en etkili silahtı.
                                        Nihayet gün battı. Günün Büyük Yılanlı’nın ardında
                                  kayboluşu ile birlikte önce koyu bir gölge, dağlardan
                                  inip vadiyi kapladı. Gölge ile birlikte bir serinlik geldi.
                                  Serin havayı heyecan ile soludular. Fakat yine de
                                  kımıldamaya çekiniyor, adam öldürmenin korkunçluğu
                                  ağır bir yük olarak omuzlarına çöküyordu.  Ahmet
                                  zaman zaman ölümcül bir endişeye kapılıyor, Şükrü ise
                                  hiç oralı olmuyor, intikam dolu yüreğinde en  ufak bir
                                  pişmanlık duymuyor ve  avını bekleyen bir  şahini
                                  andırıyordu.
                                        Ne  yazık ki Hacı gecede görünmedi. Gece yarısı
                                  yollara düşmüşler bin bir heyecan ile gelip dikenli
                                  çalılar içinde mekan tutmuşlardı. Fakat istedikleri bir
                                  türlü olmamış ve Hacı mağarasından çıkmamıştı.
                                  Geceyi dışarıda geçirdi  ise, mutlaka bir vurguna, can
                                  almaya çıktı dediler. Öyle olsa geceleyin inine döner
                                  diye düşünüyorlardı. Fakat çözemedikleri bir şey, gece
                                  vakti olduğu halde Hacı mağarasına yine de dönmedi.
                                       Geçen güne göre bu gece biraz aydınlıktı. Yıldızlar
                                  birer birer  ortaya çıkıyor, hilal  şeklinde ki ay ufukta
                                  görünüyordu Yıldızların şavkında ağaçların, kayaların,
                                  evlerin, yolların çizgileri belli oluyor, vadideki evlerde
                                  yanan çıralar ortaya çıkıyordu. Karanlık ve yalnızlar
                                  dünyasında artık hiç bir ses, bir nefes duyulmaz oldu.
                                  Rüzgar arada bir fısıltılar ile geziyordu. Avcılar daha da
                                  fazla kalmanın anlamsızlığına inandılar. Gavur Hacı


                                                           258
   261   262   263   264   265   266   267   268   269   270   271