Page 273 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 273
Onlar mağaraya girmiş olabilirdi. Fakat Kara İsmail
birilerine, Hacı’yı şerbetlediğini söylemişti. Şayet öyle
ise Gavur Hacı’yı hiçbir zehirli hayvan öldüremezdi.
Fakat ortada şüpheli bir durum vardı. Hacı şerbetlenme
ile korunacak ise, bunda bir yanılgı olabilirdi. Hacı
öldürmeye ve yok etmeye meraklıydı. O öldürecek,
insanlar, hayvanlar ve doğa kendini savunmayacaktı.
Böyle bir şey olamazdı. Doğanın kanunu, doğaya zarar
veren er veya geç misli ile bir belaya çatardı. Hacı
insanları, hayvanları öldürüyordu. Bunun bir karşılığı
olmalıydı. Yılanlar mağaraya yakın bir delikten çıkmıştı.
Durumu iyice anlamalıydı. Yine Şükrü’nün hali aklına
geldi ve sormadan edemedi.
“ Bu kadar korkusuzsun da, neden askere
gitmedin? Seni neden askere almadılar? “
Ahmet, Şükrü’nün endişeye kapıldığını sezdi.
Kendisine ne cevap vereceğini hesaplıyordu.
Aralarında ki sessizlik bir müddet sürdü. Sonunda
Şükrü konuştu.
“ Seferberlik ilanı sırasında yaşımı doldurmamıştım.
Aradan bir yıldan fazla zaman geçti. Hem babam,
amcam askere gidince muhtar, çocuklara bakacak
kimse kalmıyor diye istida verdi. O yüzden beni
bıraktılar. Fakat sonraki kuralarda askere alırlar mı
bilemem? “ dedi.
Ahmet içinden böyle bir şeyin olabileceğini, evde
küçüklere bakacak kimse olmayınca askere yaşı
gelmiş olsa bile alınmayacağını söylemişlerdi. Demek
o yüzden askere gitmemişti. Şükrü Efendi Ahmet’ten
küçüktü ve durumunu açıklamıştı. Delikanlının ince ve
yumuşak sesine yeniden hayranlık duydu. Fakat
eşeğini hatırlayınca veya eşkıyayı konuşurken sesi
keskin bir bıçak gibi çıkıyor, intikam ateşinin yüreğine
265