Page 305 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 305
İnsana verilen bu güzel şeylerin farkında olan çobanın
bu yücelikler karşısında gözü kamaşıyordu.
Kara İsmail o kitaptan çok şey öğrendi. Belki de
Kur’an-ı Kerim’den ilham alan Pir, insan merkezli
düşüncelerini sıralamıştı. Kara İsmail de o düşüncelere
uymuş ve hayvanlara ve insanlara sevgi ile
yaklaşmıştı. Şimdi de evinin sekisinden, Boncuk
Kuyu’yu seyrediyordu. İnsanların neşe içinde ki telaş
ve sevincini görüyor, bunları onlar ile paylaşıyordu. Bir
ara insanlara ağır eziyetler çektiren Gavur Hacıyı
düşündü. Kendi kendine söylendi. “ Var olan şeylere
sevgi göstermeyen, iyilik etmeyenleri Tanrı
cezalandırıyor. İnsanlara, hayvanlara eşyaya saygı
göstereceksin. İnsanları ve dünyayı seveceksin.
Mutluluğu kötülükte, kırıp dökmekte aramayacaksın.
Mutluluk yaşamın temelidir. Az şeyle mutlu olmayı
becereceksin. Yaşadığın hali sevecek ve
şükredeceksin. Ey insanlar, kuşlara, canlılara ve her
şeye iyilik etmeyi öğrenmelisiniz. İnsanları sevmelisiniz
diyordu.
Nazmiye Nine kalabalığı yönetiyordu. Şehit haberi
gelen evde, hastalıkta, yokluk ve çaresizlikte hep
Nazmiye Nine olurdu. Elinden düşmeyen orağı ile gelir
herkesin derdine çare arardı. Canlılara zarar vermiyor,
en iyi dostu Kara İsmail’in sözlerinden dışarı
çıkmıyordu. Onun söylediği gibi iyilik, sevgi, hoşgörü ve
sabır sayesinde Nazmiye Nine yaşıyordu. O insanları
iyi ve güzele yönlendiriyor, hayatında sevgiye en büyük
yeri veriyordu. Bunu bilen ihtiyar, kadın ve çocuklar
onu dinliyor, ne yapacak merakla bekliyordu.
Çiloğlu’nun Hacı Mustafa Efendi bile bu topluluğa
katılmış diğerleri gibi Nazmiye Nine’yi gözlüyordu.
Nazmiye Nine konuşmaya başladı.
297