Page 310 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 310
koku varken başaramayız. Bence ölüyü çıkartmaya
gerek yok. Öldüğünü de kimseye söylemeyelim. Hacı
yaşıyor sansınlar da, başka eşkıyalar buralara
uğramasın. Bari ölüsü bir işe yarasın. Onun öldüğü
aramızda bir sır olarak kalsın. “
Yine soluklanarak konuştu.
“ Ölüyü yattığı yerde bırakalım. Kimse mağaraya
girmesin diye de mağarayı taş ile doldurup, ağzını
kapatalım. Mağara zaten bir mezar gibi. Bu uğursuz
yere kimseler gelmesin “ diyordu. Bulduğu çözüm akla
yakındı.Basan sıcakta dikilip duran insanlar ne
yapacaklarına karar vermede zorlanıyordu. Gerçekten
eşkıyanın yüzünü şeytanlar görsün! Ölüyü çıkarınca ne
olacaktı? Varsın orada, öldüğü yerde kalsındı!
Gerçekten ölü kokusunu duya duya kimse o mağaraya
girmezdi. Üstelik ölü sağlığında adamları insafsızca
öldüren bir katildi. Nazmiye Nine doğruyu söylüyordu.
Mağaranın ağzını bir güzel kapatınca içerisi tam bir
mezar olurdu. Mağaranın derinliklerini, bir başka
kapının bulunup bulunmadığını kimse bilmiyordu.
Mağaranın ağzı kapanınca Hacı’nın ruhu da belki
içerde kalırdı. O şeytan ruh içerde kalınca kimseye
zarar veremezdi. İnsanlar bunu düşündükçe Nazmiye
Nine’ye hak veriyor ve mağaranın ağzına yaklaşmak
istemiyordu. Sonunda bir ses duyuldu. Deve
Güdenlerin Recep Ağa konuşuyordu.
“ Nazmiye Nine doğruyu söylüyor. Bu pis herifin
ölüsünü mağaradan çıkartıp da ne yapacağız. Yıllarca
bizim başımıza bela olmadı mı? Kim mağaraya
girecekte, kokmuş ölüyü sırtlayıp çıkaracak? Hem
sonra o kokuya kim dayanacak. Ölüyü çıkartıp ta kim
yıkayıp, mezara götürecek. Zaten onda Allah korkusu
yoktu. Bir de hükümete hesap vermek gerek. Bunlarla
uğraşacak kimse çıkmaz. Nazmiye doğruyu söylüyor.
302