Page 314 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 314

Bu ev senin evin. Ben de sana en yakın biriyim. Bana
                                  her türlü sıkıntılarını ve sırlarını açmalısın. Sakladığın
                                  şeylerin sonu yoktur. Ben sana hayranım ve  bana
                                  güvenmelisin.  “ dedi.
                                      Ahmet’in söze böyle girişi Şükrü’yü şaşırttı. Zihninde
                                  şimşekler çaktı. Ahmet bir  şeyler biliyordu  anlaşılan.
                                  Huzursuzca kımıldadı. Bir anda ter tüm vücudunu
                                  kapladı ve kıpkırmızı bir yüz ile cevap verdi.
                                       “    Ne  sırrı dedin?  Benim sırrım falan  yok ki!  Bir
                                  parça ekmek için uğraşıp duruyorum. Ekmek parasını
                                  sırtından  kazandığım    eşeğim    öldü.   Şimdi   ne
                                  yapacağımı bilemiyorum? Eşeğim öldü.  Beni
                                  ateşleyen intikam duygusu idi. Öcümü yılanlar aldı. Pis
                                  bir eşkıya yüzünden hayatım söndü. Artık yapacak işim
                                  de yok. Benim işsiz kalmam, aç kalmam önemli değil.
                                  Önemli olan kardeşlerimin ve diğer yakınlarımın açlığı.
                                  Hep onları düşünüyorum. “
                                       “ Gün doğmadan neler doğar! Allah kerim! Ben var
                                  iken senin sıkıntılar içinde kıvranmana göz yumamam.
                                  Bir çaresine mutlak bakacağım!”
                                        Ahmet’in  böyle  konuşması  Şükrü’yü daha çok
                                  telaşlandırdı. Ahmet’e yan yan bakıyor ve neden böyle
                                  konuştuğunu çözmeye çalışıyordu.
                                       “  Nasıl bakacaksın. Ben hakkım olmayan  şeyi
                                  almam. Bana kimse yardım edemez “
                                       Böyle  derken,  sesi  ağlamaklı çıkıyordu. Halini belli
                                  etmemek için büyük gayret sarf ediyor, yüzünü
                                  saklamaya çalışıyordu. Belli ki  Şükrü çok zayıf
                                  durumda ve savunmasızdı. Ahmet ise üsteliyordu.
                                        “ Hiç bir şey saklı kalamaz. Seni çok iyi anlıyorum.
                                  Sana yardım etmek istiyorum. Babam, anam da bunu
                                  seve seve yapar. Ne var ki biz insanlara  gerçek
                                  yüzümüzü gösterelim “



                                                           306
   309   310   311   312   313   314   315   316   317   318   319