Page 319 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 319

tanıdıktan sonra, sensiz bu hayatın tadı olmaz. Yokluk
                                  ile kötülük ile felaketler ile beraber savaşacağız. Ömür
                                  boyu birlikte yaşayacağız. “
                                       Ahmet    durmadan       konuşuyor,      kelimeler
                                  dudaklarından sel gibi  akıyordu. Sımsıcak duyguların
                                  dolup taştığı,  Şükrüye’nin ellerini öpüp kokladığı
                                  sırada, mutluluk yumağı olmuşlar, artık dünya
                                  umurlarında değildi.  Şükrüye bir az  şaşkın, Ahmet’in
                                  ılık nefesini yüzünde, ruhunda duyuyordu. Onun kor
                                  gibi yanan gözlerini,  Şükrüye’yi sımsıkı kavrayan
                                  kollarının sıcaklığını duyuyor, aslında bunun özlemi ile
                                  dolup taşıyordu.  Şükrüye, Ahmet’in geniş göğsüne
                                  gömülmek istiyor, beceremiyor ve şimdiye kadar böyle
                                  güzel duyguları tatmadığını düşünüyordu.
                                     Şükrüye en sonunda  kendisini uçuran mutlululuğun
                                  sevgi gücü olduğunu anladı. Artık Ahmet’ten
                                  kopamazdı.   Şimdi ona ait duygular bir bir ortaya
                                  çıkıyordu. Yüreğini sıcak duygular dolduruyor, çorak ve
                                  karanlık bir  alemden, hayat veren,  ışık veren  sonsuz
                                  güzelliklere koşuyordu. Ölüme bile gitse, yalnız değildi.
                                  Bir dayanak, bir yoldaş bulmuş, artık onu ömür boyu
                                  bırakmayacaktı.
                                      Kendisi  ilgi,  sevgi,  şefkate muhtaçtı. Yaşamaktan
                                  vazgeçmek elde değildi. Yalnız başına, felaketlerle,
                                  yoklukla, açlıkla savaş nereye kadar giderdi. Bir hayat
                                  arkadaşının varlığı, kendine büyük güç verirdi. İlk defa
                                  yaşamak için heyecan duydu. Karanlıklarla, yoklukla
                                  verdiği hayatta kalma savaşında zafer için bir  ışık
                                  belirdi.
                                      Ahmet  okumuş, güçlü, bir adamdı. Onun biçimli
                                  ellerini, yağız çehresini, geniş göğsünü düşündü.
                                  Anlayışlı ve sevecen hali çok etkileyici idi. Bilgeliği,
                                  insanlara yardım için  uğraşı,  Şükrüye’nin aklından
                                  yıldırım hızı ile geçiyordu. Artık kendini tutamıyordu.


                                                           311
   314   315   316   317   318   319   320   321   322   323   324