Page 309 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 309
solumaya çalıştı. Kalabalık onu ilgi ile seyrediyor ve ne
söyleyeceğini merak ediyordu. Oysa Nazmiye Nine
düşünüyordu.
Gavur Hacı’ya hiçbir akrabası sahip çıkmazdı. Bu
herif, kardeşini öldürmüş, babasının da ölümüne sebep
olmuş, birçok katilliği vardı. Jandarma mutlaka ölü ile
ilgilenirdi. Fakat onlar da hayli uğraşacaktı. Merasimle
gelecekler, ölüyü çıkartıp hükümete götürecekler,
insanları önlerine katıp ifadeleri için bir kaç gün
jandarmada tutacaklar, muameleler tamamlandıktan
sonra gömeceklerdi. Nazmiye Nine bir başka şey de
düşündü. Hacı’nın sağ bilinmesi, başka eşkıyaların
buralara gelmesini önlerdi. Yani Hacı’nın öldüğü
söylenmez ise, başka eşkıyalar gelemezdi. Hacı’nın
öldüğünü saklamak daha akıllıca bir işti. Nazmiye Nine
nihayet ne yapmak gerektiğine karar verdi. Birden
kalabalığa döndü. Sesi oldukça yüksek çıkıyor, belki de
aşağılardan bile duyuluyordu.
“ Komşular! Bu günü ben bayram gibi görüyorum.
Bundan böyle korkusuzca yaşayabiliriz. Boncuk
Kuyuda ki su bizim. Dağlardan ot toplamak, çalı
kesmek yiyecek ot aramak bundan böyle daha kolay.
Adam gerçekten mağarada ölmüş yüz üstü yatıyor.
Tüfeğinden, dürbününden, fişekliğinden tanıdım. Adam
yılan ısırmasından ölmüş. Ne hal ise, ölüp gitmiş. Çok
şükür kurtulduk. Tanrı günahlarını affetsin.”
Ölü arkasından kötü konuşulmazdı. Adam kanlı katil
de olsa, Nazmiye Nine kem söz söylemek istemiyordu.
Bir az soluklandı. Kendisini dikkatle dileyen ihtiyar,
kadın ve çocukları bir bir süzdü ve yeniden konuştu.
“ Şimdi ölü bu sıcakta tabii ki kokar. Yaşadığı hayat
gibi ölüsü de çürümüş. Onu yattığı yerden çıkarmaya
yürek ister. Belki yılanlar hala cesedin altında yatıyor
olabilir. Hiç birimiz bu işi, daracık yerde, yılanlar ve
301