Page 307 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 307

Kalabalık şamatalarla kayaya yanaştı. Damlayan su
                                  ve su dolu yalak insanları yakından ilgilendiriyordu
                                  yalağı gözlediler. O sıcakta çevrede mutlaka yılan
                                  olurdu. Fakat  şimdi onları görmek istemiyorlardı.
                                  Gerçekten kalabalığın geldiğini fark eden alacalı bir
                                  yılan kıvrıla büküle yalağı terk etti, daha aşağılarda ki
                                  başka bir kayanın altına gizlendi.  Oldukça iri yılan,
                                  sanki bu yerlerin hakimi ve sahibi gibiydi. Fakat ne o
                                  kalabalıkla ilgilendi, ne de insanlar onun farkına vardı.
                                  İnsanlar yalağa dokunmadılar. Doğrudan yürüyüp, tarif
                                  edilen kayalığa ulaştılar. Karamuk korusunun içinden
                                  geçenlerin sağına soluna dikenler batıyor, keskin ve
                                  sivri dikenler oldukça acı veriyordu. Nihayet mağaranın
                                  ağzını buldular. Artık  her kafadan bir ses çıkıyordu.
                                  Ağır bir ölü kokusu mağaradan püskürüyordu. İnsanlar
                                  meraklarını  gidermek için mağara ağzına biriktiler ve
                                  ne yapacağını bilmez halde beklediler.
                                       İçlerinden bir kahraman çıkmalıydı. O kahraman
                                  mağaraya girecek ve ölüyü görecekti. Herkes birbirine
                                  bakıyor, belki de ölüden korkuyordu. O kanlı eşkıya, ya
                                  ölmemişse! Ölüde olsa ruhuna, bedenine  şeytan
                                  girmişse? Ecinniler, kepuzeler,  gelin  kılığına giren
                                  cinler insanı boğar, çot ederdi.  İnsanlar korkuyordu.
                                  Ama Nazmiye  Nine mağaraya en  yakın yerdeydi.  Şu
                                  Hacı insan olmayı öğrenmiş olsa da, bu kadar insanın
                                  lanetini çekmese idi. Onu bu kadar kötü yapan ne
                                  olabilirdi?  Ona iyiyi  anlatacak,  onu katil olmaktan
                                  kurtaracak hiçbir  şey yapılmamıştı. Hacı gördüğü
                                  kötülükler yüzünden, her hal kötü bir adam olmuştu.
                                       Nazmiye  Nine  bunları düşünüyordu ama, ondan
                                  gayri de korkusuz duran kimse yoktu. Korkusuz
                                  dikiliyor, burnunu ve çevreyi dolduran kekremsi ölü
                                  kokusuna aldırmıyordu. Kalabalıktan birkaç kişi
                                  mağaranın ağzından uzakta durmaya özen gösterdi.


                                                           299
   302   303   304   305   306   307   308   309   310   311   312