Page 327 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 327
siz ikiniz artık birbirinizden ayrılamazsınız. Hacı
Mustafa Efendi, bunları evlendirelim. Bak ne kadar
birbirine yakışıyor. Çiloğulları’nın ne yüksek dereceli
insanlar olduğunu biliyorum. Kızımızın da yüce ruhlu
biri olduğunu anladım. “
Böyle diyen Nazmiye Nine konuşmasına ara verdi.
Şükrüye’ye yaklaşıp onun önce gözlerinin içine baktı.
Sonra sağını solunu yoklamaya başladı. Bazı yerlerine
dokunuyor, sonra o yerleri ince ince süzüyordu. Birden
Şükrüye’nin çenesine asıldı ve nefesini kokladı. Onun
bu halinden Şükrüye müthiş ürktü. Telaşla geri
çekilmesi üzerine Nazmiye Nine:
“ Kızım merak etme. Bizde adettir. Gelini önce
hamama götürürler ki bir sakatlığı, bir hastalığı var mı
diye. Buralarda hamam ne gezsin. Ağzın kokmuyor,
dişlerin sağlam, bir hastalığında yok. Tanrı’ya şükür.
Benim sözlerim doğrudur. Ahmet’in her halinden
Şükriye’den vazgeçmeyeceğini anlıyorum. Bunları
ayırmak günah olur. Sizi nişanlıyorum. Varın ömür
boyunca bir yastıkta kocayın. İnşallah bizler gibi
olmazsınız “
Nihayet Hacı Mustafa Efendi söze karıştı.
“ Ahmet yakında askere gidecek. Erken olsa bile baş
göz olmasını ben de istiyorum. Osmanlı mülkü kan ve
ateş içinde yanıyor. Büyük oğlum Mehmet Çanakkale
de çarpışıyor. Ahmet oğlum da kim bilir nerelere gider.
Tanrıdan tek dileğim akan kanın durması ve
yavrularımız, Şükrüye’nin babası, amcası, benim
oğullarım ve tüm ümmeti Muhammed’in oğulları,
babaları sağ salim ailesine kavuşur. Ben de Şükriye
kızımızı çok sevdim. Bundan daha iyi gelin bulamam “
Hacı Mustafa Efendi böyle diyor ve memnuniyetini
dile getiriyordu. Nihayet bu kadar kişinin arasında sesi
soluğu çıkmayan Şükriye birden söze girdi.
319