Page 41 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 41
Yunus Çavuş’un böyle yürekten sözleri, Nazmiye
Nine’yi daha da duygulandırdı.
“ Yunus’um! Bak etrafta işe yarar kimse kaldı mı?
Her ailenin erkeği savaşa gitti. Fakat hiç biri de
dönmedi. Bir de yetmezmiş gibi Ermeni komitalarının
ahaliyi yakacağı, bomba atacağı söyleniyor. Harplerde
ki kırımlar bir tarafa, birde mahallede ki Ermeni
komşularımızın isyanı çıktı. Harp nasıl bir canavar ki
insanları alıp götürüyor, komşuyu komşuya düşman
ediyor. Olmaz olsun harpler, fidan gibi yavruları, kocam
Ferhat’ı, oğullarımı aldı götürdü. Meydan Ermenilere
kaldı. O yüzden de komşu komşuya başkaldırdı. Benim
hayatım bitmiş. Fakat küçücük yavrular var. Fidan gibi
askerler var. Dünyada yürek yüreğe yaşamak varken,
herkes bir birine nasıl da düşman oldu? Artık korku ve
felaket var. Bunun sonu yok mu? Ben de komşular da
böyle yalnız, korku ve dehşetle mi yaşayacağız. Ya
eşkıya, ya komita, ya hastalık, ya açlık mı bizim
nasibimiz. Allah’ım sen bize yardım et. “
Nazmiye Nine tüm komşular adına konuşuyor,
yüreğinde ki acıyı, dehşeti dile getiriyordu. Bu sırada
komşu Ahmet sekide belirdi. Nazmiye Nine’nin
söylediklerini dikkatle dinliyor ve kadının Yunus Çavuş’
a yanıp yakılışını üzüntüler içinde seyrediyordu. İş
eşkıya bahsine gelince dayanamayıp Yunus’u uyarmak
gereğini duydu.
“ Nazmiye Nine’nin, geride kalanların yüreği yanıyor.
Gavur Hacı keyif için adam vuruyor. Senin geldiğini
mutlak öğrenmiştir. Dişine dokunacağını bildiği için
seni ortadan kaldırmaya uğraşacaktır.”
“ Ahmet’im doğru söyler. Yunus’um oğlum, yeni
geldin ama bilemezsin. Bizler neyin elinden öleceğiz,
nasıl öleceğiz, hep bunu düşlüyorum. Oysa
cephelerde, sadece düşman kurşunu ile ölüneceği
33