Page 45 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 45

Yunus Çavuş’a göre geride kalanların hali cephede
                                  çarpışanlardan beterdi. Geride kalanları korku sarıp
                                  sarmalamış, tifüs verem, sıtma salgını insanları
                                  pençesine almış, Ermeni komitaları korkusu, eşkıya
                                  korkusu, yokluk ve  her türlü  melanet yakalarına
                                  yapışmıştı.  Şu savaşın kötülüğü milleti ne hale
                                  getirmişti. Felaketler tek yönlü değildi. Savaşla, aileler
                                  çöküyor, iyilik namına ne varsa savaş alıp götürüyordu.
                                  İnsan öldürmenin ödül  aldığı bir vahşet dünyası nasıl
                                  bitecek, insanlar bu illetten nasıl kurtulacaktı?
                                      Komşular sekide, tolda gittikçe çoğaldı. Gelenlerden,
                                  yaşlı erkekler tola, kadınlar ve çocuklar sekiye
                                  sıralanıyor, yastık taşlarına tünüyordu. Çocukların
                                  ayakları çıplaktı. Birçoğunun gözleri ağrılı, iltihaplı ve
                                  çapak doluydu. Çocuklar yarı çıplaktı ve büyük bir ilgi
                                  ile Yunus Çavuş’u izliyorlardı. Gelenler önce selam
                                  veriyor, sonra Yunus’a  sarılıp oğlundan, kardeşinden
                                  haber soruyordu. Yunus, koca orduda, o yakınları
                                  nereden bilecekti. Fakat onların babası, ağası, biraderi
                                  olmuştu. Hasretlikten  dolup taşanlar, Yunus’la teselli
                                  oluyor, sanki askerde  ki yakını gelmiş gibi, Yunus’u
                                  özlemle inceliyordu.
                                       Yunus  çok  uzaklardan  geldi  diye  komşuların
                                  getirdiği kalbur dolusu üzüm ve kevgirler dolusu kayısı
                                  yediler.  İnsanlar nesi var ise, paylaştılar. Böylece
                                  bayram mutluluğunu birlikte tattılar. Sonunda akıllarına
                                  Yunus Çavuş’u konuşturmak geldi. O anlatıyordu.
                                     “  Bu  kadar  karmaşık kavimden  devlet olmak çok
                                  güçtür. Sonunda  şu veya bu sebeple yüzlerce yıl
                                  beraber yaşadığımız insanlar birbirine düşman oldu.
                                  Bizimle   savaşan    devletler,  birlikte  yaşadığımız
                                  kavimlerden bazılarını para, bağımsızlık,  ırkçılık
                                  vaatleri ile kandırdı. Araplarla din bağımız çözülmezdi
                                  ve bizleri birlik içinde tutuyordu.  İslamlığı Osmanlı


                                                           37
   40   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50