Page 88 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 88
Bunlar yetmezmiş gibi, bir de Ermeni meselesi
çıkmıştı. Onlar şimdilik Sivas’ta, Erzurum’da, Van’da
idi. Fakat buralara da geleceği söyleniyor dağda
bayırda kıyasıya savaştıkları duyuluyordu. Dehşet
söylenti yayılıyor, köyleri bastıkları, yalnız buldukları
insanları öldürdükleri söyleniyordu. Bu kadar
kargaşaya bu millet nasıl dayanacaktı? Eşkıyalar,
Kafkasya’dan gelen Ermeni Komavorları, çeşit çeşit
isyanlar, binlercesi birden şehit olan insanlar, kıtlık,
hastalık, salgın sıtma ve daha neler! Bir de yakaladığı
kaçakların kurşunlanmasına çok üzülüyor, insanların
hala nasıl ayakta kaldığına şaşıyordu. Askere gidenin
sağ salim geldiği duyulmamıştı. Sekiz yıldır evinden
ocağından uzak askerler vardı. Kendine ölçüyor ve üç
yıldır İzmir’de ki ailesinden uzak olduğu aklına
geliyordu.
Düşler içindeki binbaşının yağız beyaz atı geldi.
Seyisi atın geminden sıkı sıkı kavramıştı. Hacı Mustafa
Efendi’nin söylediği ve eşkıyanın yuvalandığı Boncuk
Kuyu buradan görünüyordu. Dağa tırmanırken kuyunun
yanından geçecekti. Bir az sağda ise Cırıklar
Gediği’nin kayalığı yükseliyordu. Birden fark etti. Bu
kayalık iyi bir saklanma yeri olabilirdi. Binbaşının aklı
buna yattı. Kayalığın içine saklanan birlik, Boncuk
Kuyu’yu ateş altına alabilirdi. Düşünceli gözlerle kuyu
başını, Cırık Gediği’ni ve kayalıkları uzun uzun seyretti.
Zihninde bazı planlar yapıyor ve şu insanları eşkıya
zulmünden kurtarmayı aklına koyuyordu. Dinlenmiş ve
soluklanmıştı. Ev sahiplerinin ellerini sıktı ve önce
kendisi atına bindi. Sonra at bin emrini verdi. Erler de
atlarına bindi ve yirmi süvari rütbe ve kıdem sırasına
göre yola dizildi. Ak Ev harabe halinde görünüyor, eski
han sanki eski günlerin özlemi içinde yaslı
80