Page 93 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 93
dayak atıp Yunus’un yerini söyletmeye zorlamadılar.
Binbaşı insaflı bir adama benziyordu. Ama insafın
sırası mı idi? Vereceksin değneği, yatıracaksın
falakaya bak kimsede sır falan kalır mı? Bülbül gibi
öterlerdi. Binbaşı bunu yapmamış ve çekip gitmişti.
Belki de asıl aradıkları kendisiydi. Zaten öteden beri
kendisini arıyorlardı. Fakat şu Yılanlı Dağı’ndan gözlem
yapılınca, askerin tüm hareketleri seçiliyordu. Bunu
onlar bilmiyordu belki. Hacı askerlerin cahilliğine için
için güldü. Akılsız herifler. Hacı’nın kim olduğunu
bilmiyorlardı. Hacı tehlikeyi sezer, olacakları önceden
bilirdi.
Hacı’nın burnuna yine değişik kokular geliyordu. Her
gün Boncuk Kuyu’ya indiğini zaptiyelere Hacı Mustafa
Efendi mutlaka söylemişti. Bu yüzden Hacı’nın
önsezileri tehlike uyarılarına başlamış ve kuyuya kuşku
ile bakar olmuştu. Eşkıyalığın kuralı, herkesin bildiği
mekanda durmamaktı. Artık kuyu da oturup durduğunu
jandarma biliyordu. Bir müddet kuyuya inmemeyi
düşündü. Yeri sabit ve belli olunca hayatı tehlikeye
girebilirdi. Başkalarına nasıl pusu kuruyorsa, aynısı
kendisi için de olabilirdi. Şu Yunus’tan sıkıntı duyuyor,
onun rahat durmayacağı aklına geliyordu. Zaptiyeler
geçip gitmişti. Gelişleri de, çekip gitmeleri de ansızın
olmuştu. Hacı’nın aklında bunlar yer ediyor, bir müddet
kuyuya gitmemeye karar veriyordu.
Zaptiyeler, belki Yunus’u yakalayınca hemen kurşuna
dizmezlerdi ama kendisini yakaladıkları yerde
vururlardı. Şimdilik Boncuk Kuyu yerine Eğri Kaya’ya
çıkmalı ve artık oradan etrafı gözlemeliydi. Boncuk
Kuyu’nun tehlike koktuğunu içinden bir ses söyleyip
duruyordu. Artık Boncuk Kuyu’ya inmek doğru değildi.
Yunus Çavuş ise aklına koyduğunu yapacaktı.
Zaptiyelerin ziyaretinden birkaç gün sonra, gece yarısı
85