Page 92 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 92
kartal yuvası gibi bir yerden tüm ovayı gözlüyordu.
Etrafındaki ağaçlar, kuru otlar yıkık kale duvarlarını
kısmen gizlemekle beraber, kale yine de haşmetle
ovayı seyrediyordu. Belki bir kaç asker kaçağı kalede
saklanıyordu. Kenarından köşesinden mutlaka
kendilerini gözlüyor, kaleye yöneldikleri zaman da
tabana kuvvet kaçıyor, sonunda saklanacak bir yer
buluyorlardı. Ya ıssız bir mağara, kaya koltuğu veya bir
çalı kümesi onlara yetiyordu.
Binbaşı kaleye tırmanmayı doğru bulmadı. Hem iki
silahlı adam, o tırmanma sırasında bütün birliği ateş
altına alabilirdi. Binbaşı bu yüzden yoldan ayrılmamayı
doğru buldu. Kışlasına eli boş döndüğünde nerede ise
yatsı namazı vakti olmuştu. Birlik yorgunluk çıkartmak
için çeşmelere hücum etti.
Zaptiyenin nerelerden yürüyüp nerelere gideceğini
Çiloğlu’nun Hacı Mustafa Efendi çok iyi biliyordu.
Ahmet’e zaptiyelerin Biraderoğlu Dere’den geri
dönmeyecek ve Seygalan Kalesi’nden Demirci
Yazısı’na ineceğini ve ovadan kışlalarına döneceğini
söylemiş ve her seferinde böyle yaptıklarını ilave
etmişti. Zaptiyelerin yolunun nerelerden geçtiğini Gavur
Hacı’da çok iyi biliyordu. Gavur Hacı saklandığı
mağarasından ertesi günü sabaha karşı çıkacaktı. O
zamana kadar tehlikenin geçeceğini düşünüyor, yerini
belli etmemek içinde gün ışığında boy göstermiyordu.
Hacı jandarma gittikten sonra, ancak ertesi günü
inini terk etti. Yine gün ışığı ile beraber ortaya çıktı.
Ortalık tenha iken Boncuk Kuyu’ya yerleşti. Yine
Çiloğlu ile komşusu asker kaçağı Yunus’un evini
gözlüyordu. Fakat işin burasında Hacı’nın aklını
karıştıran bir şey oldu. Bu zaptiyeler nasıl oldu da,
Yunus Çavuş evinde rahat uyurken ona dokunmadan
yemişler, içmişler sonrada çekip gitmişlerdi. Kimseye
84