Page 97 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 97
kulaklarına vardı. Bu kafile para ve altın doluydu. Bir
punduna getirip kafileye el koyabilirse, her türlü
soygundan çok para ve altın kaldırabilirdi. Ama nasıl
olacaktı? Hava sıcaktı ve bunlar Koyun Baba da
konaklardı. Buz gibi Koyun Baba suyunu içmeden
gidemezlerdi. Orada konakladıkları sıra, yapabilirse,
Koyun Baba Kuyusu’nun başında belki başarabilirdi.
Karar vermişti ölüm pahasına da olsa, soygunu
yapacaktı. Gereğinde erkeklerin hepsini birer birer
vuracak, kadınlar ve paralar kendine kalacaktı.
Sonra düşündü, kafileyi askersiz göndermezlerdi.
Bunların muhafızları olabilirdi! Asıl tehlike silahlı
muhafızlardı. On kadar araba, yirmi kadar da hayvan
vardı. Hayvanların bazıları eşya yüklüydü. Dürbünü
tekrar tekrar ayarladı ve nihayet toz toprak içinde
arkadan gelen askerleri gördü. Tüfeklerinin namlusu
yere gelecek şekilde omuzlarında asılı, yaya
yürüyorlardı. Şimdilik beş kişi olduklarını fark etti.
Demek hükümet bunlara muhafız vermişti. Ama
kuracağı tuzak ile bunları nasıl etkisiz hale getirebilir di,
Hacı bunu düşünmeye başladı.
Diğer tarafta, tehcir kafilesinden habersiz, Yunus
Çavuş planını yapmış, Gavur Hacı’yı bekliyordu. Tüm
dikkati ile dağ yolunu gözlüyordu. Hayret bir şey,
günün hayli ilerlemiş saatine rağmen, gelen giden
yoktu. Eşkıya birçok kereler Boncuk Kuyu’da
göründüğü halde bu gün ortada görünmüyordu. Acaba
Yunus Çavuş’un saklandığı veya pususunu sezmiş
olabilir mi idi? Şimdi Yunus Çavuş durumu endişe ile
karşılıyordu. Gün çoktan çıkmış ve etraf ışıklara
boğulmuştu. Fakat Hacı’dan hala haber yoktu. Yunus
Ak Ev’in yıkık duvarı ardından Yılanlı Dağı’nın ulu
kayalarını, zirvedeki kavakları, toz içindeki cılga yolu
gözlüyordu. Sırtından su gibi ter akıyordu. Her şeye
89